hesabın var mı? giriş yap

  • kendisinin turban sorununa onerdigi cozum bizlere diger tum sorunlarimizin cozumunde de yardimci olacak dahiyane bir yaklasimdir. soyle ki,

    - sayin demirel turban sorunu varmis..
    - turban takanlar arabistana gitsin..
    - guneydogu karisik bu aralar..
    - kurtler irak'a gitsin..
    - saglik sistemimiz berbat..
    - hasta olanlar isvec'e gitsin..
    - egitim sistemimiz icler acisi..
    - gencler amerika'ya, avustralya'ya, kanada'ya gitsinler..
    - halk aclik sinirinda yasiyor..
    - karni acikan italya'ya gitsin..
    - vatandasin cebine maas girmiyor..
    - paraya ihtiyaci olan isvicre'ye gitsin..
    - sayin demirel iyi misiniz..
    - iyiler cennete gitsin..
    - allah allah adamin kayis koptu sanirim..
    - allah iyiligine gitsin..
    - deli bu..
    - manisa..

  • " golfün ne olduğunu biliyorsunuz değil mi? sıçrayamayanlar için basketbol, düşünemeyenler içinse satranç demektir golf"

    "alışveriş merkezine her gidişinde, ruhundan bir parça yitirirsin içinde."

    sizi kıkırdatan cümleleri olan, bir günde okuyacağınız zevkli tatlı esaslı bir tom robbins masalı.

  • yazılan mayışları, özlük haklarını görünce sinir hastası bir at gibi kişniyorum. kısacık çalışma saatleri, aylık 6-12 bin liretler havalarda uçuşuyor. mayışa ek olarak koynuna hatun koyan patron bile var.

    yazarların şöyle geçmişte yazdıklarını bi kurcalasan, donanımhaber ölücülerinden beter yüzlerce entrysini bulursun. çoğunun mendilinin markası blume, evdeki içtiği su sırmadır.

    ama ne de olsa türküye'de herkes minimum 1.83 boyunda, geniş omuzlu, yeşile çalan ela gözleri var hatta ağlayınca yeşil oluyormuş ha bi de başı hariç 20 cm değil mi ?

    36 sayfa entry'nin şöyle 20 sayfasını okumam sonucu, lüksemburg'ta yaşadığıma kanaat getirdim. birazdan thalys trenimle amsterdam'a gideceğim.

    debbe sonucu gelen editinho: minik damla için yardım kampanyası 2

  • elbette ki geri ödemiş olanlara büyük haksızlıktır.

    eğitim desteklenmeli evet, karşılıksız burs verilmeli evet, 18 yaşında kredi yükü altına girmesin insanlar evet tamam da yanlışı yanlışla savunmak niye?

    "nasılsa af gelir enayi miyim ödeyecem" diyen haklı oluyor da "ben binbir zorlukla ödedim alan herkes ödesin" diyen niye haksız oluyor? borcuna sadık olanı cezalandırmak, sadık olmayanı ödüllendirmek değil mi bu? bu şekilde mi düze çıkar bir ülke?

    buna getirilecek en adil çözüm, borçlu olanların borcunu silip, borcunu ödeyene de parasını iade etmektir. kredi ve yurtlar kurumunun adı da burs ve yurtlar kurumu olarak değiştirilip katkı ve öğrenim kredisi ortadan kaldırılırsa her seçim öncesi millet bu konuda birbirine girmekten vazgeçmiş olur.

  • öncelikle (bkz: elmalı tart)

    tart denince aklımıza yıllardır hep aynı meyve geldi. fakat doğru armudu seçtiğinizde çok daha iyi sonuçlar almanız mümkün. kahrolsun emperyalist güçlerin kırmızı başlıklı elmalı tart'ı! yaşasın tüketimi ayılarla özdeşleştirilmiş, hor görülmüş fakat ses etmemiş çok içli armudumuz.

    işte bu yüzden armutlu tart efendim.

    --- kural ---

    "-bütün malzemeler oda sıcaklığında olacak" kuralımızı bu reçetede terk ediyoruz. tart hamurunun püf noktası tereyağının keyfinde saklı. asla ama asla tereyağının yumuşamasına izin vermiyoruz.

    --- kural ---

    ben çok beceriksizim diyenlerin bile yapabileceği tart hamurumuza başlayalım hadi.

    (gramajlar tarifin sonunda)

    eğer hamurumuzu mutfak robotunda hazırlayacaksak robotumuzun boş haznesini daha önceden derin dondurucuda bir güzel soğutuyoruz. elimizde hangi malzemeler vardı? yumurta, şeker, un, file badem. heh işte bunları da buzdolabının +4 ünde soğutuyoruz. az sonra hepsini robotta yoğurucaz ama ısınmamaları lazım.

    robotta yapmamızın sebebi elinizin sıcaklığı ile hamurun ısınacak olması. "-yok efendim biz robotla yapamayız" diye çıkışacağınız için buz ile dolu bir kaba ellerinizi sokarak ve ardından iyice kurulayarak el ile hamurumuzu açabiliriz ama bu işlemi sık sık yapmak gerekli.

    tereyağımızı da küçük küçük parçalara ayırdıktan sonra donduruyoruz.
    soğutulmuş mutfak robotunda unu, bademi, şekeri ve tuzu karıştırıyoruz.

    küçük parçalara böldüğümüz soğuk tereyağını haznenin içerisine teker teker ekliyoruz. hamur küçük küçük parçalara haline gelecek.

    şimdi karışıma sıvı malzemeleri eklemeden önce haznemizi tekrar derin dondurucuda soğutmamız gerekli. bunun için 10 dakika yeter. instagram falan takılın işte.

    şimdi karışıma çırpılmış yumurtamızı ekliyoruz. bunu sicim şeklinde azar azar ekliyoruz. birden böyle lönnnk diye daldırma içine. azar azar. her eklediğimizde robotu 6 saniye çalıştırın ve sonra ekleyin. elle yoğuruyorsanız her 10 saniyede ellerinizi soğutun.

    tüm malzemeleri karıştırdıktan sonra elastikiyet kontrolü yapıyoruz. eğer hamurumuz talaş gibi birbirinden ayrıysa biraz daha yoğuruyoruz fakat avucumuza aldığımız hamur birbirine yapışıyorsa olmuş demektir.

    en beceriksiz bile yapabilecek demiştik. bu yüzden size asla ama asla güvenmediğim için tekrar soğutmamız gerek. bu yüzden en az 45 dk hem dinlenmesi hem de eski soğukluğuna dönmesini için hamuru strece sarıp tekrar buzdolabında atıyoruz.

    hamuru tekrar çıkardığımızda merdane ile içten dışa doğru açıyoruz. burada da sürtünmeyi minimuma indirmemiz gerekli. bu ne demek? hamurla oynamayacaksın demek. açma işleminde hamurun altına ve üzerine serpilen un miktarı çok az olmalı.

    şimdi burada yapacağımız şey tart mı yoksa turta mı buna karar vermek. başlık tart için açıldı ama sen istersen daha geniş bir yuvarlak kalıpta turta yapabilirsin. kim ne derse desin aynı şey işte. defalarca yaptım ve defalarca kimse anlamadı. buraya yazınca vay efendim olur mu öyle şey. .

    şimdi hamurumuzu elimizde tart kalıplarına göre yaydık diyelim. tart hamurunu kalıbına yerleştirirken kenarlarını soğutulmuş kaşık ile düzeltebilirsiniz. buradaki olay hamuru eliniz ile sündürmemek. gerekirse bastırın ama kalıba denk getirmek için sündürmeyin.

    kalıba yerleştirdiğimiz hamuru daha önce ısıtılmış fırında 190 derecede 17 dakika pişirip oda sıcaklığına alıyoruz.

    şimdi burada elma-armut-ayva fark etmiyor. önemli olan seçtiğiniz meyvenin tart için uygun olması. ben june beauty ya da deveci armutların kullanılması taraftarıyım. şimdi tatsız şeyler mırıldanmadan önce dinle. her iki armut ülkemizde bol miktarda var ve ismine aldanmayın. june beauty armut dünyaya anadolu'dan yayılmıştır. isimlerini yaz google görsel "-aaa bu muymuş" diyeceksin. deveci kokusuz ve biraz daha çıtırdır ama diğeri kokulu. gayet iyi.

    armutları doğradıktan sonra limon suyu, mısır nişastası, şeker ve tarçın karşımında biraz bekletiyoruz. bazı ismini vermek istemediklerim meyvenin püresini de kullanabiliyor. size kalmış. karışımda 20 dk beklettiğimiz armutlarımızın diziliş şekli pişirme aşaması için çok önemli. armutları başlangıç meridyeninin 179 derece doğusunda, 179 derece batısında göre diziyoruz. şaka yaptığımı farkedenler armutları istediği pinterest görseline göre dizebilirler. sonra kalan şurubu üzerine döküp üzerine yağlı kağıt kapatarak tekrar aynı derecedeki fırına sürüyoruz.

    15 dakika sonra fırın kapağını açıp armutların pişip pişmediğini kontrol ediyoruz eğer yumuşama istediğiniz kıvamdaysa biraz kızartmak için yağlı kağıdı kaldırıp bir 13 dakika daha üzeri açık olarak fırının en alt katında pişiriyoruz.

    artık armutlu tart yapmasını biliyorsunuz.

    tart hamuru
    50 gr file badem
    140 gr pudra şekeri
    350 gr un
    yarım çk tuz
    180 gr tereyağı
    1 yumurta

    armut harcı:
    13-14 adet armut (june beauty ya da deveci olacak)
    4 adet limon
    80 gr şeker
    toz tarçın (isteğe bağlı)
    2 çorba kaşığı nişasta

  • kuşbaşılı pide 24 euro yazıyor, karşısında tl değeri olarak 184.78 tl yazıyor.
    fişin sonlarına gelirken tanesi 6 eurodan 4 tane maraş dondurmasının (24 euro) tl karşılığı 184.80 tl yazıyor.
    amk fiş bitene kadar tl değer kaybetmiş, ben burdan bunu anladım.
    edit: çok fazla mesaj geldi fişin başındaki 3 kola 8 eurodan (24 euro) tl karşılığı 184.77 tl yazıyor, bu da teorimi kanıtlar nitelikte.

  • sadece kendi yandaşlarına ithalat izni verecek ve böylece ikinci el otomobil piyasasındaki ranttan pay alacaklar anlaşılan...

    oysa yapılması gereken bu milleti avrupa'nın kullanılmış arabalarına mahkum edip bir de üzerinden ithalatçılara rant dağıtmak değil sıfır otomobildeki ötv oranını düşürmek ve böylece manipülasyonu önlemektir.

    bir işiniz de şu milletin faydasına olsun be!

  • merkez bankası başkanı kovan ülkeler:
    2008 tanzanya
    2010 arjantin
    2012 ırak
    2014 libya, nijerya, arnavutluk
    2015 trinidad tobago
    2017 barbados, angola
    2018 hindistan, sudan, iran, sierra leone
    2019 pakistan, surinam, türkiye
    2020 türkiye.

    15 ayda 2. kez kovulma yaşandı ilki faiz indirmiyor diye görevden alındı anladık ama bu niye gitti.

    alıntıdır kaynak.

  • adamlar endişelenmekte haklı çokomelli yapısal reformlar ppt sunum eşliğinde açıklanırken salonda sırıtarak ben alkışlıyordum çünkü..

  • mesleğe yeni başlamış bir hakim/savcının 22.000 lira, 4-5 yıllık olanların ise neredeyse 30.000 lira kazandığı skalada bir hekimin 10-12 bin liralara çalışması gülünç ve daha da ötesi korkunçtur.

    adaletin tecellisi için yargı erklerinin kafa rahatlığı açısından gelir durumu ne derece önemliyse sağlığımız için doktor hekimlerin de geçinebilme kaygısı gütmeden, son derece insani şartlarda yaşayabilmesi adına bu paraları istemeleri ne tartışmaya açık ne de fazla bir istektir.

    edit: yoğun mesajlar üzerine ufak bir düzeltme ihtiyacı hasıl oldu, 4-5 yıllık olanların maaşı 24-25 bandında değişiyormuş.

  • bu hayattaki tek dostu prompter isimli icattır. onun olmadığı herhangi bir ortamda arka arkaya toplasan yirmi saniye sürecek uzunlukta bir cümle kurduğu görülmemiştir.

    ne entelektüel bir bilgi birikimi ne de topluma örnek olacak veya fikir verebilecek özel bir zevki veya alışkanlığı yoktur.

    bu ülkenin kurucusuna olan nefretini her fırsatta kusacak kadar saygısız ve kompleksli, insanları kolayca ayrıştırıp birbirine kırdıracak kadar umursamaz, yenilgiyi kabul etmeyecek kadar oyunbozan, manipülasyon yapacak kadar yalan söylemeye yatkındır.

    kendisi için siyasette her şey mümkündür. istediği ile görüşür, ittifak yapar ama başka parti yapınca tu kakadır.

    ortaklık konularında ortaklığa konu öküz ölünce ortağını anında düşmanı belleyebilecek kapasitede bir manevra ustasıdır.

    siyasete girdiği andan itibaren bir gün bile hizmet etmekle görevli olduğu vatandaşı düşünmemiş, umursamamıştır.

    ülkenin tarihine kara leke olarak geçecek bir çok icraat ve olay kendisinin sorumlu olduğu dönemde gerçekleşmiştir ve hemen hemen hepsinde suçun hep başkalarına ait olduğunu söylemiştir.

    kara leke demişken darbe konulu senaryonun baş mimarı olan kişiye zamanında mikrofonlardan bağıra bağıra özlemini dile getirmiş ve hüzne boğulmuşluğu vardır.
    ne kendisinin ne de partisinin malum yapı ile hiç bir bağı yoktur ama onlardan taraf olmayan hemen hemen herkesin mutlaka bir şekilde malum yapıyla ilgisi olduğunu söyleyecek kadar ısrarcıdır.

    malum yapıyla ilişkili bankalara para yatırmış olan sıradan vatandaşları bile terörist ilan ettirmiştir ama kendisini rabbim de milletim de affetsindir.

    anlamadığı meslek dalı, bilmediği alan vs konu yoktur. her alanın hakimi kendisidir (ekonomi dahil). bu kadar alana, bilgiye hakim olmak takdir edersiniz ki yüksek zekâ ister. kendisinde bu belki mevcuttur ama enteresan olan ve bununla uyuşmayan tarafı ise kendisinin sürekli kandırılmasıdır.

    kötülük ve kaostan beslenir. bunu yaparken de insanların gözünün içine içine bakarak yapar.

    ve yine, yeniden...
    tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağına dair namusu ve şerefi üzerine milyonların önünde yemin etmisliği vardır.
    namusu ve şerefi üzerine...

  • hala islam ülkesi olduğunu düşünen garip ve boş bir topluluk var burda. kafanıza cidden yazık oğlum bu kadar boş yaşanır mı lan