hesabın var mı? giriş yap

  • üniversiteden mezun olduğum seneydi. bağcılar gibi kürt nüfusunun daha çok olduğu bir ilçenin meslek lisesinde ücretli öğretmenlik yaptım.
    ilk girdiğim derste ilk şokumu yaşadım. kürt öğrencilerden biri dersin ortasında kalkıp tüm sınıftan para toplamaya başladı. adam resmen güzellikle
    haraç topluyordu. millet de hiçbir muhalefet göstermeden veriyordu günlük haracını. hemen müdahale ettim. gözümü korkutmaya çalıştı uyanık. kendinden dişli olduğumu görünce kuzu kuzu topladığı paraları geri verip oturdu.
    hemen bölüm şefine bildirdim olayı. meğer bunlar çeteymiş. geçen sene kürtler çete kurup bu haraç toplama olayını tüm okul çapında yapıyorlarmış.
    haraç vermek istemeyen bir çocuğu hastanelik ettikten sonra çete reisini başka bir okula yollamışlar sadece. diğerlerine de tahmin edeceğiniz gibi
    herhangi bir ceza vermemişler. peki neden disiplin yönetmeliğini uygulamadınız dedim ve bana hala unutamadığım cevabı verdi. "ama o arkadaşları kazanmamız lazım hocam. şimdi onları okuldan atarsak dışarda daha zararlı hale gelecekler belki dağa çıkacaklar."

    seneler sonra askere gittim. tahmin ettiğim gibi doğuya ve doğunun da en boktan yerine yaptım askerliğimi. jandarma olduğumuzdan köylerdeki sorunlarla
    biz ilgileniyorduk. birgün ilçenin elektrik idaresinden bir talep geldi. kaçak elektrik kullananları tespit etmişler ve bizden sadece bunları uyarmamızı istediler.
    yani sadece köye gidip kaçak kullanmaya devam ederlerse cezai işlemler uygulanacağını söyleyecektik. daha fazlası değil. koskoca jandarma buna cesaret edemedi. evet. gidip üçbeş köylüyü uyaramadı.

    yaşadığım bu iki olaydan sonra devletin doğuya ve kürtlere bakışını anladım. suçu türk işlediğinde en ağır cezaları ver. hatta faturalara kayıp kaçak bedeli ekle ve kürtten alamadığın parayı al. öğrenciyse en ağır cezaları ver sicilini bozup hayatını yak. aynı suçu kürt işlediğinde her türlü töleransı göster. aman bize faşist
    diyecekler diye en önemli görevin olan adaleti sağlamaktan vazgeç.

  • "işsizliği tek haneli rakama indirmiş bir ülke" diyerek bahsetti türkiye'den.

    tek işsiz var o da ben miyim lan, ben üzülmeyim diye mi söylemiyorsunuz?

  • kendisinden mucize beklenen kişi.

    türkiye'de seçmen profili şöyle:

    1. % 15 radikal dinci
    2. % 15 radikal milliyetçi
    3. % 20 muhafazakar sağcı
    4. % 10 liberal merkez
    ------------------------
    5. % 15 gelenekçi solcu - ulusalcı
    6. % 15 özgürlükçü solcu
    7. % 5 kürt solcu
    8. % 5 apolitik

    bu tabloda bu ülkeye spd'yi getirseniz ilk 3 seçmen grubundan asla oy alamayacağı gerçeği varken ne yapılması bekleniyor ben anlamıyorum.

    % 35 alamadı diye istifa etsin. ha hem kılıçdaroğlu %35 alsın, hem hdp barajı geçsin. herşeyi istiyoruz maşallah oh ne ala. sorgulamıyoruz acaba bu iki partiye oy verecek %45'lik bir kesim yaşıyor mu diye? lan meydanlarda 1500 liralık asgari ücrete canhıraş biçimde hayır diyen bir seçmen kitlesi var be. adam kendi oğlunun 940 lira maaştan 1500'e çıkmasına karşı, daha ötesi var mı?

    seçimden önce sorsalardı ki hdp barajı geçecek, chp'nin oyu ne olacak? burada istisnasız herkes 20-22 diyecekti. kendinizi kandırmayın. bu ülkede sol politikalar vaadedip 1. parti çıkamazsın. 20 yıl sonra belki, ama şimdi değil.

    yine de kendisi anamuhalefete saplanıp kalmış partiyi, iktidar ortağı hatta azınlık hükümeti kurabilirse tek başına iktidar olma şansına eriştirmiştir. lan ne yüzde saplantısıymış be, halbuki soru şu:

    % 35 ile anamuhalefet olmak mı, % 25 ile iktidara ortak olmak mı?

  • kişi başına düşen yeşil alan oranları;

    istanbul: 7,57 m2 / kişibaşı
    izmir: 6 m2 / kişibaşı
    ankara: 20 m2 / kişibaşı

    sorarlarsa gri şehir dersiniz kim bilecek?

    kuşbakışı 200-300 metre aralıklarla devasa yeşil parkların olduğu şehir ankara.

    istanbul'da tiyatrocular, seyirci gelmiyor diye ağlayadursun, ankara'da ortalama oyunlara gitmek için bile aylar öncesinden biletini alacaksın. senfoni konserleri full çeken şehirdir ankara.

    sorarlarsa pavyoncular dersiniz kim bilecek?

    covid19 yasaklarının hafifletilmesinden sonra bir moda sahilin haline bakın, bir izmir kordonun haline bakın, bir de seğmenler parkına bakın.

    en düşük profilli ilçelerde bile otobüs sırasını bozmayan şehirdir ankara.

    sorarlarsa ankaralılar barzo, öküz dersiniz kim bilecek?

    ankara'ya oradan buradan göçen şark kurnazlarını ve istanbul'dan gelenleri tenzih ederek;

    size taahhüt edilen işi, taahhüt edildiği gibi ve söz verilen zamanda aldığınız şehirdir ankara. iş dünyası ve iş ahlakı avrupa'ya en yakın şehirdir ankara.

    sorarlarsa ankaralılar çakal, şark kurnazı dersiniz kim bilecek?

    en iyi restaurantlar ankara'da olur. uluslararası mecraların verdiği avrupa'nın en iyi deniz mahsülleri restaurant'ı ödülünü arka arkaya alan mekan ankara'da.

    gezecek yerden beklentiniz fazla sayıda gece hayatı ve deniz kenarından ibaret değilse, gezecek yeri çoktur ankara'nın. aynı ülkede yaşamalarına rağmen etnografya müzesi ve anadolu medeniyetleri müzesi'ne gitmeyecek kadar sığ insanlar rica ediyorum eleştirmesin ankara'yı bu konuda. önce ülkenizde dünya için ne kadar önem taşıyan ne yerler var onu öğreniniz.

    sorarlarsa gezecek yer yok ağbi ankara'da.

    işin manevi kısmını bir kenara bırakıyorum, anlatmaya gerek bile yok çünkü her şehrin insanının yaşanmışlıkları farklı. ne siz ankara'nın manevi kısmını anlarsınız, ne de biz sizin şehrinizin.

    ama somut örneklerde sırf popüler kültür öyle diyor diye asılsız eleştirileriniz komik duruyor.

    eminim ağbi ankara şöyle ankara böyle diyenlerin bir kısmı da her 24 ocak facebook duvarlarına, instagram storylerine "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak" imza: uğur mumcu yazan adamlardır.

    bu durum sizi çok üzüyor, durumu yadsımak için "ahaha" diyeceksiniz ama ankara, türkiye'nin en entelektüel şehridir.

    esen kalın.

  • olum daha düne kadar fatih erbakan şöyle omurgalı böyle onurlu falan diyordunuz hahahah adam babasının siyonist uşağı dediklerinin elini eteğini öpüyor baya onurluymuş aşddahsgaga

  • evet açılmalı. siz savaş yaralanmasının ne demek olduğunu biliyor musunuz? ayrıca bu doktorların operasyon bölgesindeki stratejik önemlerini.askeri hastaneler savaş yaralanmaları ile ilgili donanımlı askeri cerrahlardan oluşmaktaydı.
    bir mehmetçik yaralandığında acil ameliyat gereksinimi, hayati tehlikeler ve olası bir savaş hâli mutlaka tecrübeli tıp bilgisinin yanında askerlik bilgisi de gerektirmektedir.
    sivil hekim ile askeri hekim arasında farklar çarpıcıdır.

    askeri doktor ve sağlık personeli düzenli olarak terörle mücadele başta olmak üzere harp tıbbı üzerine eğitim almakta ve bunların tatbikatlarına katılmakta, sahada aktif olarak bulunmaktadır.

    askeri doktor sadece klasik tıp eğitimi alan bir insan değildir; eğitimin yanı sıra savaş koşullarındaki tıp eğitimi, askeri psikoloji, savaş psikolojisi ve askeri yönetim konularında da eğitim alarak donanımlı bir hâle gelmiştir. cephede ağır yaralanan askerler için dakikaların bile ne kadar önemli olduğu düşünüldüğünde yaralıya kimin, nasıl ve hangi koşullarda müdahale edileceğini, hasta naklinin nasıl yapılacağını, yolda olabilecek sıkıntılarda neler yaşanabileceğini askeri doktor ve personel en iyi bilir. ayrıca gazilere gerekli psikolojik desteği de yine en iyi koşullarda sağlayan bu hastanelerdir.
    ordu için askeri hastaneler olmalıdır ve elzemdir.

    avusturya’nın 34.000 askeri için 3 asker hastanesi, almanya’nın 185.000 askeri için 5 asker hastanesi, fransa’nın 278.715 asker için 8 asker hastanesi var.

    edit: kaynak linki eklendi
    gata ve askeri hastanelerin yeniden açılmasına ihtiyaç olup olmadığının araştırılması önerisi, akp ve mhp oyları ile reddedildi.

  • adaylıktan çekilmesini kesinlikle istemediğim birinin açıklamasıdır. gir seçimlere de gör bakalım yüzde, pardon binde kaç oy alacaksın. sana şundan 2 ay önce sempati besleyen beni bile kendinden nefret ettirdin. sakın adaylıktan çekilme sonra "bakın adaylıktan çekildim, ben olmasam kılıçdaroğlu kazanamazdı." deyip kafa ütülemeye devam edersin sen.