hesabın var mı? giriş yap

  • ülkücü bıyığının kaşlarla birlikte üç hilal görüntüsü verdiği için bırakılması.

  • doğru beyandır.

    devlet parası ile alındıktan sonra herkes binebilir. önemli olan alın teri ve emek ile alabilmek.

    devlet bize araba aldı da biz mi binmedik ?

  • bazen ne seçim yaparsan yap seçimin sonucunda birileri ölür ve hayatla ölüm arasındaki o dar açı 12,0138 derecedir.

    doğuda görevli bir kuzenim vardı bir ay kadar önce gece birde beni aradı. normalde o saate kim arasa açmam ama o arayınca açtım, aklımda en kötü senaryolar ile. dirayetli adamımdır beni aradığını düşündüm belki aileye son bir şeyleri iletmem gerekecekti devletten duymalarını istemiyor diye düşündüm. ellerim ve sesim titreyecek telefonu açtım.

    - hemen kağıt kalem al, dedi. bir açı ve mesafe hesaplan hesaplanan lazım çok vakit yok, sana güveniyorum.
    5 dakika sonra ona mesaj attım böyle istemişti aramamam için uyarmıştı.
    - :) teşekkürler kuzen, annemlere sakın ama sakın bu gece bir şey söyleme diye cevap yolladı, komik adam ne söyleyeceğim kalplerine mi insin.

    o gece yanımda üç arkadaşım vardı sonucu bu üç kişi de teyit etmişti. ne olduğunu tahmin edebiliyordum, aslında hepimiz edebilmiştik; bir keskin nişancının açısını söylüyorduk.

    hikayeyi asla sormadım, düne kadar artık görevli değil, hatta bir süre çok uzak bir ülkede olacak belki dönmez bile buralara kim bilir.

    sıkışmış olduklarını öğrendim o gece . tepeye keskin nişancı çıkacak ama ölçüm yapacak vakti olmayacaktı, hikaye buydu açı doğruysa kuzenim ve onunla birlikte olanlar yaşayacak ama karşısındakiler ölecekti. açı yanlış ise tam tersi olacaktı. o gece birileri ölecekti o tepelerde.

    kim 1 milyon ister yarışmasındaki telefon jokeri gibi düşünsene o kişi arabasını yenileyeceği 30.000 için güvendiği birini arıyor, benimse kuzenim yaşam ile ölüm arasında açıyı öğrenmek için beni.

    artık bu dar açıyı biliyorum 12,0138 ve hiçbir şey benim için artık aynı olmayacak...
    (işbu yazı olayın tazeliği , bir şekilde aktarmak zorunda hissetmenin bir sonucu olarak yazılmış, tüm sürecin sindirimi tamamlandıktan sonra yazan kişi tarafından silinerek yok olacak ve görevini tamamlamış olacaktır)

    not: şunu fark ettim kalmasını isteyen yazarlar sayesinde; bazen yazılan yazı siz yazdıktan sonra sadece size ait olmaktan çıkıyor sizin bir anınız olsa bile. yukarıdaki not dursun o kendimeydi, bu yazı da dursun onu benden çok korumak isteyenler için.

  • celal sengor basligina da yazmistim, ama burayi daha cok ziyaret eden olacagi icin buraya eklemek istedim.

    celal sengor'e felsefe'ye nasil baslamaliyim seklinde soru sormustum ve kendisi saolsun bana soyle bir cevap verdi.

    "ilgilendiğiniz konularda platon'un diyaloglarından başlamanızı tavsiye etmezdim aslında. platon'u anlamak için yunan felsefesinin sokrat öncesi filozoflar denen kısmıyla antik yunan tarihini ve bilhassa peloponez savaşlarının tarihini iyi bilmek gerekir. mesela herakleitos ile parmenides'i ve pitafor'u bilmeden platon'u anlamak mümkün değildir.

    size her şeyden evvel bertrand russell'ın "a history of western philosophy" adlı çok önemli kitabını tavsiye ederim. sonra brian e. magee'nin karl popper adlı minik kitabını okuyunuz ve ondan sonra popper'in şu üç önemli eserini: 1) conjectures and refutations, 2) objective knowledge, 4) open society and ıts enemies. bunlardan sonra joseph campbell' in dört ciltlik "the masks of god"unu okuyunuz. dört cilt sizi korkutmasın. çok rahat ve kolay okunan eserlerdir. o eseri bitirdikten sonra dinlerin kökeni hakkında çok şey öğrendiğinizi göreceksiniz. arkadan gene russell'ın "why ı am not a christian" adlı kitabıyla "science and religion" adlı küçük fakat çok önemli kitabını okuyunuz. bütün bunlardan sonra karl popper'in "the logic of scientfic discovery"sini okuyunuz. tabii almanca biliyorsanız, bu eserin orijinalinin 10. baskısını tavsiye ederim: "logik der forschung". sonra albert einstein'in iki küçük popüler kitabı olan "the world as ı see ıt" (orijinali: meine weltbild: wie ich die welt sehe) ile "out of my later years" (orijinali aus meinen späteren jahren) eserlerini tavsiye ederim.

    bunların hepsini okursanız, sonunda kendinizi çok değişmiş bir insan olarak bulabilirsiniz. ondan sonra yunanlılar'a dönün. onlardan bambaşka bir haz aldığınızı göreceksiniz."

    sevgiler ve "iyi okumalar"

  • ayakta değil havada yolcu alınıyor havada. saat 17.30'da metrobüse binerseniz ayakları yere basmayan kısa boylu dayıları fark edersiniz. bence havada yolcu alınması yasaklanmalı.

  • 2019 secimlerindeki en büyük rezilliklerden biri de kırklareli halkına ve kendisine yapılan, dün belediye başkanlığı kesinleşmiş, bugün yeniden oy sayımı yapılmaya karar verilmiş kırklareli bağımsız belediye başkanı adayı.

    rezilliklere gelirsek, halkın çok sevdiği ve gerçekten halk için icraatları gözle görülür değişiklikler yaratan 2014-2019 kırklareli belediye başkanı kesimoğlu 31 mart yerel seçimleri için chp tarafından yeniden aday gösterilmemiş, yerine chp farklı bir belediye başkanı adayı (bkz: tuna soykan) belirlemiştir. kazanacağı çok bariz olan kesimoğlu'nun aday gösterilmemesinin nedeninin kendisinin muharrem ince lehine yaptığı çalışmalar yüzünden olduğunu kırklareli halkı fark edilmiştir. chp'nin en yüksek oy oranıyla kazandığı illerden biri olan kırklareli chp'nin bu tutumunu desteklememiş, tam tersi başkanlarının yanında olduklarını bariz bir şekilde göstermiştir. halkının desteğini hisseden, partisi tarafından ihanete uğrayan kesimoğlu 12 şubat 2019'da partiden istifa etmiştir. sosyal medyada farklı şehirlerdeki chp'li kesim bu hareketini eleştirmiş, dsp'ye katılacağının söylentileri yayılmış olsa da kesimoğlu kırklareli halkına güvenmiş ve bağımsız aday olmuştur.

    31 mart seçimlerinde sandıkların açılması sırasında mhp'nin adayı (bkz: derya bulut) ile çok başa baş bir mücadele sonucu halkın tercihi mehmet siyam kesimoğlu olmuştur. tüm türkiye illerinde seçilen tek bağımsız adayıyla, atatürkçülüğüyle ve aydınlığıyla diğer illerdeki seçmenlere particilik konusunda bir ders veren ve chp'ye (bkz: kemal kılıçdaroğlu) darbe vuran kırklareli halkı seçimlerde önemli bir yer edinmiştir. ama bu mutlu gözüken tablo kırklareli'de büyük gerginlik yaratmış, cumhur ittifakı oyların yeniden sayımını istemiştir.

    işte halka, adalete ve halkın adayına yapılan saygısızlıklar burada başlıyor.

    https://twitter.com/…glu/status/1113464191535452168

    seçimde oyunu bu şekilde kullanmış (ki gerçekten büyük bir kesim böyle kullanmıştı) seçmenlerin oylarının sayılmaması seçmenlere hakarettir. adaletli değildir.

    3 nisan günü türkiye'nin dört bir yanından bu uygulamayı adaletsiz bulanlar sosyal medyada tepki göstermiş, kırklareli halkı muharrem ince'nin katılımıyla sokaklara dökülüp isyan etmiştir. günün sonunda il seçim kurulu itirazı kabul etmiş ve yeniden sayım iptal edilmiştir.

    ancak 4 nisan sabahı kırklareli il seçim kurulu'nun almış olduğu sayım durdurma kararı yüksek seçim kurulu tarafından kaldırılmıştır. şu anda hala devam eden sayımda yukarıda geçen şekilde oyunu kullanmış seçmenlerin oyları geçersiz sayılmıştır. bu kadar başa baş olan seçim sonuçlarının bu şekilde değişme ihtimali yüksek ölçüde arttırılmıştır. sayım sürmektedir.

    son olarak kesimoğlu'nun da dediği gibi, adalet bu mu? bu şekilde mhp'nin adayı derya bulut kazanırsa bu gerçekten bir zafer olacak mı? kendisine yapılan bu adaletsizliğin artık bir son bulması dileğiyle.

    edit: 6 nisan itibariyle yeniden sayımda da kazanmıştır. tebrik ediyorum.

  • önceleri insanlar emekli olduğunda son aldığı maaşının aşağı yukarı %70'i emekli maaşı olarak bağlanırdı.

    2008 senesinde 5510 sayılı kanun ile emekli olduğumuzda son aldığımız maaşın yaklaşık %30'u bağlanıyor.
    yani somutlaştırırsak;
    2008 sonrası işe girmiş, bugün 7000 tl maaş alan bir beyaz yakalı, şuan emekli olsa agisi falan dahil 2500 lira falan emekli maaşı alacak.

    karşılaştırmak için biraz daha açmak gerekirse;
    öğretmen emeklisi babanız 2008'den önce emekli olduysa; bugün 4000 lira emekli maaşı alıyorken,
    2008 sonrası öğretmen olmuş olan siz, bugün emekli olsanız 2500 lira emekli maaşı alacaksınız.

    2008 sonrası işe girenler henüz emekli olamadığı için birçok kişi sorunun farkında bile değil. bir gecede kendi maaşlarına %70 zam yapanlar, yine bir gecede emekli maaşı kesintisini %30'dan %70'e çıkarabiliyor böyle işte...
    (bkz: yaparsa ak parti yapar)

    mevzunun saçmalığı acilen anayasa mahkemesine kadar taşınmalı.
    hala düzeltilmediği takdirde insan hakları mahkemesi tarafından zaten bozulacaktır.

    şuan sözlükte yazıp çizen, okuyan hemen hemen herkesi ilgilendiren bir durum olması sebebiyle bu başlık altına yazmayı tercih ettim.
    artık ufkunuz iki katına mı çıkar, içinize mi kaçar bilemem.

    25-30 sene sonra fox haber muhaberiyle simit hesabı muhabbeti yapmak istemiyorsanız dillendirip kamuoyu oluşturmak gerekiyor.
    ya da istikramda kaydırmaya devam gençler...
    (bkz: your life your choice)

    debe editi: dururken (bkz: ali tezel) olduk iyi mi *
    üşenmedim saydım 37 mesaj atılmış, daha da ardı gelecek gibi gözüktüğü için ek bilgiler ekleme gereği duydum.
    sık sorulan sorulara cevap niteliğinde olur umarım;
    2008 öncesi işe girdiyseniz saklı seçilmiş falan değilsiniz. hemen sevindirik olmayın.
    kurtarmış olduğunuz bir durum yok.
    örneğin 2005 senesinde işe girdiğiniz hala çalışıyorsunuz;
    2008'e kadar olan 3 senelik dönem eski usulden, sonrası dönem ise yeni usulden değerlendirilir.
    kısacası 2008 öncesi, yani (bkz: kıymetlimiss) öncesi çalışma hayatınız ne kadar fazla ise o kadar kardasınız.
    fark şurdan kaynaklanıyor;
    bakın, noyan abi, bilal'e anlatır gibi anlatmış.
    ''2000 yılı ile 2008 arasındaki çalışma döneminde büyüme hızının tamamı emekli maaşında etkin olurken,
    2008’den sonra büyüme hızının yüzde 30’u dikkat alınmaya başlandı.
    böyle olunca da 2000 öncesi çalışmalar emekli aylığına yüksek yansırken, 2008 sonrası çalışmalar daha düşük yansıyor.
    yani, 2008’den sonra aylık bağlama oranı ciddi düşürüldü, buna paralel emekli maaşları da düştü.''
    kaynak

    kendilerine bir gecede süper emeklilik çıkaran, maaşlarını katmer katmer katlayan eller ile senin, benim emekli maaşıma kadar göz dikip emcükleyen eller aynı.
    sorunu uzakta veya başkasında değil, kendinizde arayın.

  • başlığı açmak için girdiğimde zaten açıldığını gördüğüm olay.

    honda'nın stoklarda yok diyerek düşük ötv'den vatandaşın yaralanmasını önlediği, ama videolarda yüzlercesi görülen arabadır. honda'nın alçaklığının belgesidir, yetkili devlet kurumlarının acilen el atması gereken, ilgili bayiye yüzbinlerce liralık "stokçuluk" cezası kesmesi gereken olaydır.

    böyle alçaklık olamaz!!

    edit: "hava gezgini" bilgilendirmesi sonrasında aşağıda yazılan yasa maddesi ile de suç işledikleri zaten kesin durumda.

    kanuna eklenen ek-1/2. maddesinde3, üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler, piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunamayacağı hususu düzenlenmiştir. buna aykırı hareket edenler için 50.000 türk lirasından 500.000 türk lirasına kadar idari para cezası öngörülmüştür(kanun-18/ı maddesi).

  • arama nedeninizi birkaç kelimeyle söyler misiniz? diyen telesekreterler var ya... işte onlarla uğraşmadan uzun uzun tuşlamalar yapmadan müşteri temsilcisine bağlanmak için "beni aramışsınız" demeniz yeterli. hemen müşteri temsilcisine yönlendiriyor

    edit: artık olmuyormuş. bu entrymi gören firmaların önlem aldığını düşünüyorum. bu kadar da önemli biriyim işte:) ama siz yine de her işiniz düştüğünde bir deneyin. umudumuzu yitirmeyelim. o müşteri temsilcisine bağlanacağız kardeşlerim!!!