2 entry daha
  • yakın zamanda aşağıdaki şekilde değiştirilecek olan kanundur. değişikliğin -okuyacağınız üzere- getirdiği en önemli değişiklik malın ayıplı sayılması için sadece 30 gün içerisinde değil, satın alındıktan sonraki 6 ay içerisinde arızalanması halinde de ayıplı sayılması, bunun yanısıra şu anda uygulanmakta olan tamir için gönderilecek olan ürünün kargo ücretlerinin müşteriye ait olması durumunun tamamen ayıplı malı satan / ithal edenin üzerine yıkılmasıdır. kanunun bağlayıcılığı arttığı ve mal, ürün gibi tanımların tekrar gözden geçirilmesi sonucu geçmişte yaşanan yoruma açık kısımlar daha katı kurallara bağlanmıştır. ayrıca yine geçmişte yoruma açık olarak bırakılan ve bir çok firma tarafından kullanılan 'biz sadece satıyoruz, ithalatçıyla görüşün' cümlesinin bağlayıcılığı kalmamış, üstüne basa basa kanun metninde 'satıcının sorumluluğu' açıkça belirtilmiştir.

    bunun yanı sıra etkili bir madde de tüketici derneklerini ilgilendirmektedir, yeni tasarıya göre tüketicilerin tek tek açması gereken davaları artık tüketici dernekleri üstlenebilecek ve tüketiciler dava açsalar da açmasalar da kazanılan haklardan faydalanabileceklerdir.

    aşağıdaki kanun metni değil, sadece değişikliklerdir*.

    tüketicinin korunmasi hakkinda kanunda değişiklik yapilmasi hakkinda kanun tasarisi taslaği

    madde 1- 23/02/1995 tarihli ve 4077 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun 3 üncü maddesinin c, d, h, j ve o bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve r bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki s, t, u, v, y, z, aa, bb ve cc bentleri eklenmiştir.

    “c) mal: alış-verişe konu olan ürünü, konut veya tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları,
    d) hizmet: bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışında her türlü tüketici işlemini,
    h) tüketici işlemi: mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile müteşebbis arasında yapılan eser, taşıma ve simsarlık sözleşmeleri de dahil olmak üzere her türlü hukuki işlemi ve uygulamayı,
    j) ithalatçı: kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere bir malı, satım, kira, finansal kira yoluyla veya benzeri bir yolla piyasaya sürmek için mesleki veya ticari faaliyeti çerçevesinde ithal eden gerçek veya tüzel kişiyi,
    o) teknik düzenleme: 11/07/2001 tarihli ve 4703 sayılı ürünlere ilişkin teknik mevzuatın hazırlanması ve uygulanmasına dair kanun’da yer alan tanımı,
    s) finansal hizmet: her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, para yatırımı ve ödeme ile ilgili hizmetleri,
    t) genel müdür: tüketicinin ve rekabetin korunması genel müdürünü,
    u) genel müdürlük: tüketicinin ve rekabetin korunması genel müdürlüğünü,
    v) in­di­rim­li sa­tış­lar: pe­ra­ken­de sa­tış­lar­da ge­çer­li ol­mak üze­re, indirim yapıldığını çağrıştıracak bir ifade ile veya in­di­rim mik­ta­rı ve­ya ora­nı belirtilerek ya­pı­lan sa­tış­la­rı,
    y) müteşebbis: imalatçı, ithalatçı, satıcı, sağlayıcı, kredi veren, paket tur düzenleyicisi ve aracısı gibi, kendi işi, işletmesi, zanaatı veya mesleğine ilişkin amaçlar çerçevesinde faaliyet gösteren kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere gerçek veya tüzel kişiyi,
    z) sürekli veri taşıyıcısı: tüketicinin kendisine kişisel olarak gönderilen bilgiyi, bu bilginin amacına uygun olarak makul bir süre boyunca incelenmesine elverecek şekilde kaydedilmesini sağlayan ve kaydedilen bilgiye aynen ulaşılmasına imkan veren her türlü aracı,
    aa) uzaktan iletişim aracı: mektup, katalog, telefon, faks, radyo, televizyon, elektronik posta mesajı, internet gibi karşı karşıya gelinmeksizin sözleşme kurulmasına imkan veren aracı,
    bb) ürün: başka bir taşınırın veya taşınmazın parçasını da oluştursa her türlü taşınırı, enerjiyi, işlenmemiş de olsa tarım ve hayvancılıktan elde edilen her türlü mahsulü,
    cc) tüketici ödülleri: tüketici bilincinin geliştirilmesi, tüketicilerin yasal haklarını kullanmaları konusunda özendirilmesi, tüketici talep ve tercihlerini dikkate alan firmaların teşvik edilmesi, tüketici hukuku veya tüketicinin korunması ve bilinçlendirilmesi ile ilgili bilimsel çalışmaların özendirilmesi amacına yönelik olarak verilen ödülleri”

    madde 2- 4077 sayılı kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “madde 4- satım sözleşmesine konu malın, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması halinde sözleşmeye aykırı, dolayısıyla ayıplı olduğu kabul edilir. özellikle ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da olağan tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan haklı olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar ayıplıdır.

    satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam veya ilan yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satım sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satım sözleşmesi akdetme kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.

    malın montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda, malın gereği gibi monte edilmemesi sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir. malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hallerde de, yanlış montajın, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksikliğe dayanması durumunda sözleşmeye aykırı bir ifa söz konusu olur.

    teslim anından itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslimde var olduğu kabul edilir. bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.

    satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı ve/veya ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur. yalnızca ayıplı mal satılan veya bir kat ya da reyon gibi bir bölümü sürekli olarak ayıplı mal satışına, tüketicinin bilebileceği şekilde tahsis edilmiş yerlerde bu etiketin konulma zorunluluğu yoktur. malın ayıplı olduğu hususu, tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde gösterilir. tüketicinin, sözleşmenin akdi anında malın ayıbından haberdar olduğu veya haberdar olmamasının mümkün olmadığı hallerde sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. bu hallere ilişkin ispat yükü satıcıya aittir.

    malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici, malın yenisi ile değiştirilmesi, onarım, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini satıcıya karşı kullanmakta serbesttir. satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan masraflar satıcı tarafından karşılanır. tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 22/04/1926 tarihli ve 818 sayılı borçlar kanunu hükümleri uyarınca tazminat talep edebilir.

    onarım veya yenisi ile değiştirmenin imkansız olması veya satıcı için ölçüsüz güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici bu hakları kullanamaz. ölçüsüzlüğün tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi unsurlar dikkate alınır.

    tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya fazla ödemiş olduğu kısmı derhal tüketiciye iade edilir. onarım veya yenisi ile değiştirmenin seçildiği hallerde, malın niteliği ve tüketicinin bu malı kullanma amacı dikkate alındığında, makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar doğurmayacak şekilde bu talep satıcı tarafından yerine getirilir. her halükarda bu süre talebin satıcıya yöneltilmesinden itibaren otuz günü geçemez. aksi takdirde tüketici satıcıya karşı diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

    malın ayıplı olması halinde tüketicinin, yenisi ile değiştirme ve onarım haklarını doğrudan imalatçıya veya ithalatçıya karşı da kullanması mümkündür. bu hallerde onarım veya malın yenisi ile değiştirilmesi masrafları imalatçıya veya ithalatçıya aittir. onarım ve yenisi ile değiştirme, malın niteliği ve tüketicinin bu malı kullanma amacı dikkate alındığında, makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar doğurmayacak şekilde gerçekleştirilmelidir. her halükarda bu süre, talebin imalatçıya veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren otuz günü geçemez. aksi takdirde tüketici imalatçıya karşı diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir. imalatçının veya ithalatçının, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat edebildiği hallerde sorumluluğu söz konusu olmaz. imalatçının veya ithalatçının sorumluluğu malın tüketiciye satılmasından itibaren iki yıl içinde zamanaşımına uğrar. ikinci el satışlarda bu süre malın ilk tüketiciye satımından itibaren başlar. ancak imalatçı veya ithalatçı malın ayıbını tüketiciden hile ile gizlemişse zamanaşımı süresinden faydalanamaz.

    satıcı ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir. bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır ve mülkiyetin tüketiciye geçmesi anından itibaren işlemeye başlar. ancak satıcı malın ayıbını tüketiciden hile ile gizlemişse zamanaşımı süresinden faydalanamaz.

    ayıplı bir mal ifa etmek nedeniyle bu madde uyarınca tüketiciye karşı sorumlu tutulan nihai satıcı, kendisine bu ayıplı malı satmış olan ara satıcıya, onun da sözleşmeyi mesleki veya ticari faaliyeti çerçevesinde akdetmiş olması koşuluyla, ticari satımlara ilişkin zamanaşımı süresi geçmiş olsa bile 818 sayılı borçlar kanunu hükümleri uyarınca rücu edebilir. ancak bunun için nihai satıcının tüketicinin taleplerini yerine getirdiği andan itibaren iki ay içinde ara satıcıya başvurması zorunludur. rücu hakkı her halükarda malın nihai satıcıya tesliminden itibaren beş yıl içinde zamanaşımına uğrar. satım zinciri içindeki diğer satıcılar arasında, bunların da mesleki veya ticari faaliyeti çerçevesinde sözleşme akdetmiş olması koşuluyla bu fıkra hükümleri uygulanır.”

    madde 3- 4077 sayılı kanunun 4/a maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “madde 4/a- ifa edilen hizmetin taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması halinde ayıplı olduğu kabul edilir. hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan veya yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan haklı olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır.

    sağlayıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam veya ilan yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin hizmet sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya hizmet sözleşmesi akdetme kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.

    hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesini veya hizmet sonucu ortaya çıkan eserin onarımını isteme, ayıp oranında bedel indirimi veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. bu seçimlik haklarını kullanması nedeniyle ortaya çıkan masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 818 sayılı borçlar kanunu hükümleri uyarınca tazminat talep edebilir.

    onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin imkansız olması veya sağlayıcı için ölçüsüz güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici bu hakları kullanamaz. ölçüsüzlüğün tayininde hizmetin ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi unsurlar dikkate alınır.

    tüketicinin, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya fazla ödemiş olduğu kısmı tüketiciye derhal iade edilir. onarım veya hizmetin yeniden görülmesi haklarının seçilmesi durumunda, hizmetin niteliği ve tüketicinin bu hizmetten faydalanma amacı dikkate alındığında makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar doğurmayacak şekilde bu talep müteşebbis tarafından yerine getirilir. her halükarda bu süre talebin müteşebbise yöneltilmesinden itibaren otuz günü geçemez. aksi takdirde tüketici müteşebbise karşı diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

    kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun süreli bir sorumluluk öngörülmeyen hallerde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifasından itibaren iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir. ancak sağlayıcı, hizmetin ayıbını tüketiciden hile ile gizlemişse zamanaşımı süresinden faydalanamaz.”

    madde 4- 4077 sayılı kanunun 4/a maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddeler eklenmiştir.

    “ihtiyari garanti
    madde 4/b- ihtiyari garanti taahhüdünde bulunan, bu taahhütte ve ilgili reklam ve ilanlarda yer alan ifadelerle bağlıdır. bu taahhütte, tüketicinin yasal haklarının saklı olduğu ve bunların garanti ile sınırlandırılmadığı, garantiden faydalanma koşulları, süresi, ülke olarak geçerliliği, garanti verenin adı ile erişim bilgileri yer almak zorundadır. tüketicinin isteği üzerine garantinin yazılı olarak veya tüketicinin kullanımına açık sürekli veri taşıyıcısı üzerinde kayıtlı olarak kendisine verilmesi zorunludur. garanti taahhüdü, bu maddede öngörülen özellikleri taşımasa bile taahhütte bulunanı bağlar.”

    “imalatçının sorumluluğu
    madde 4/c- bütün hal ve şartlar dikkate alındığında kendisinden haklı olarak beklenen güvenliği sunmayan bir ürün hatalı sayılır. bu değerlendirme yapılırken özellikle ürünün piyasaya arz şekli, makul kullanım biçimi ve piyasaya sürüldüğü an dikkate alınır.

    sonradan daha gelişmiş bir ürünün piyasaya sürülmüş olması ilk ürünün hatalı olduğu anlamına gelmez.

    hatalı imal edilen bir ürünün, bir kişinin ölümüne veya yaralanmasına veya bir malın zarar görmesine sebep olması halinde bu ürünün imalatçısı doğan zarardan kusuru aranmaksızın sorumlu tutulur. mala gelen zararlarda, ancak hatalı ürün dışındaki bir malın zarar görmesi ve bu malın zarar görenin kişisel kullanımına veya tüketimine mahsus bir mal olması halinde bu kanun uyarınca tazminat borcu doğar.

    imalatçı aşağıdaki hallerden birini ispatladığı takdirde ürünün sebep olduğu zarardan sorumlu tutulamaz:

    a) ürünü piyasaya sürmemiş olduğunu,
    b) tüm hal ve şartlar göz önünde bulundurulduğunda, zarara sebep olan hatanın ürünün piyasaya sürüldüğü anda mevcut olmadığını,
    c) ürünün satılmak veya diğer bir şekilde kazanç sağlamak amacıyla veya ticari faaliyetlerin seyri sırasında üretilmemiş veya pazarlanmamış olduğunu,
    ç) ürünün teknik düzenlemesine uygun imal edilmesi nedeniyle hatalı olduğunu,
    d) ürünün piyasaya sürüldüğü anda bilim ve teknolojinin ulaştığı düzeyin üründeki hatayı tespit edecek derecede olmadığını.

    ara ürünün imalatçısı, bu ürünler kullanılarak üretilen nihai ürünün imali aşamasında doğan veya nihai ürünün imalatçısının verdiği talimatlar sonucunda oluşan hatalar için sorumlu tutulamaz.

    imalatçının sorumlu tutulabilmesi için zarar görenin üründeki hatayı, uğradığı zararı ve hata ile zarar arasındaki nedensellik bağını ispat etmesi zorunludur. somut olayın özelliklerine göre ürünün ortaya çıkan türden bir zararı doğurmaya elverişli olması halinde nedensellik bağının varlığı kabul edilir.

    hatalı bir ürünün sebep olduğu zarar nedeniyle ödenecek maddi ve manevi tazminatın kapsamı 818 sayılı borçlar kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uyarınca saptanır.

    zararın hem hatalı üründen hem de zarar gören kişinin veya onun sorumlu olduğu bir kişinin kusurundan kaynaklandığı hallerde, tüm hal ve şartlar göz önünde tutularak tazminat yükümlülüğü azaltılabilir veya kaldırılabilir. buna karşılık zararın, hatalı ürün ile birlikte üçüncü bir kişinin davranışından kaynaklanması halinde imalatçının tazminat yükümlülüğü azaltılamaz.

    hatalı ürünün sebep olduğu zarara ilişkin olarak birden fazla imalatçının tazminat yükümlülüğü söz konusu ise bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulurlar.

    imalatçının tespit edilemediği hallerde ithalatçı, ithalatçının tespit edilemediği hallerde ürünü piyasaya süren her kişi, zarar görenin talebi üzerine uygun bir süre içinde imalatçının veya kendisine ürünü tedarik etmiş olan kişinin ismini açıklamadığı takdirde imalatçı olarak değerlendirilir. imalatçının ismi belli olsa da, kimin tarafından ithal edildiği anlaşılamayan ürünler açısından da ürünü piyasaya süren kişi imalatçı olarak kabul edilir.

    bu maddeden doğan talepler zarar görenin; zararı, üründeki hatayı ve imalatçının kim olduğunu öğrendiği veya öğrenebileceği tarihten itibaren üç yıl içinde zamanaşımına uğrar ve imalatçının zararı doğuran hatalı ürünü piyasaya sürdüğü tarihten itibaren on yıl içinde düşer.””

    madde 5- 4077 sayılı kanunun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

    “sözleşmelerin şekli
    madde 5/a- bu kanunda ve ilgili yönetmeliklerde, gerek sözleşmenin gerekse bilgilendirme yükümlülüğünün yazılı şekil şartına bağlı tutulduğu hallerde, metnin en az oniki punto siyah harflerle kaleme alınması zorunludur.”

    madde 6- 4077 sayılı kanunun 6 ncı maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “bakanlık ve tüketici örgütleri genel olarak kullanılmak üzere hazırlanmış standart sözleşmelerde yer alan haksız şartların, bu standart sözleşme metinlerinden çıkarılması veya kullanılmasının tavsiye edilmesinin önlenmesi için dava açabilir. bu hallerde mahkeme, durdurma için gerekli tedbirlere hükmeder. bu davalarda, müteşebbis sözleşme şartının tüketici lehine olduğunu ileri sürse bile tüketici lehine yorum yöntemi uygulanmaz.”

    madde 7- 4077 sayılı kanunun 6/b maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “taşınmazlardan kısmi süreli faydalanma sözleşmeleri
    madde 6/b- taşınmazlardan kısmi süreli faydalanma hakkı veren sözleşmeler, bir yıldan uzun süreli veya süresiz yapılan ve bu süre zarfında, yıl içinde, belirli veya belirlenebilecek bir dönem için bir veya daha fazla sayıdaki taşınmazın bir kısmından veya tamamından faydalanma hakkının devri ya da devri taahhüdünü içeren sözleşme ya da sözleşmeler grubudur. bu sözleşme ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması fark yaratmadığı gibi bu hakkın herhangi bir üyeliğe veya şirket ortaklığına bağlı olarak tanınması da bu maddenin uygulanmasını engellemez.

    taşınmazlardan kısmi süreli faydalanma hakkı veren bir sözleşme akdetmek isteyen tüketiciye tanıtım amaçlı broşür verilmesi, sözleşmenin yazılı şekilde kurulması ve akdedilen sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. müteşebbis; tüketicinin, sözleşmeyi imzalamasını ve kendi el yazısı ile sözleşme tarihini yazmasını sağlar.

    tüketici, yazılı sözleşme örneğinin kendisine teslim edildiği andan itibaren ondört gün içinde hiçbir sebep göstermeksizin ve hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk üstlenmeksizin cayma hakkını kullanabilir. cayma hakkının kullanıldığına dair irade beyanının bu süre içinde yazılı olarak yöneltilmiş olması yeterlidir. cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat yükü müteşebbistedir.

    taşınmazlardan kısmi süreli faydalanma hakkı veren sözleşmenin ve broşürün zorunlu içeriği, cayma hakkı, sözleşmenin devir ve fesih şartları ile diğer uygulama usul ve esasları bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.”

    madde 8- 4077 sayılı kanunun 7 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “ön ödemeli sözleşmeler
    madde 7- ön ödemeli sözleşmeler, malın teslimi veya hizmetin ifasından önce, bedelin peşin ödendiği veya taksitler halinde ödenmeye başlandığı sözleşmelerdir.

    ön ödemeli sözleşmelere iştirakçi kabul edilirken, müteşebbisin ödeme güçlüğüne düşmesi veya iflas etmesi ihtimaline karşılık, tüketicinin ödediği meblağın iade edileceğine ilişkin teminat gösterilmesi zorunludur. bu teminat:

    a) türkiye’de ruhsat almış bir sigortacı ile kurulmuş olan ve sigortalısının tüketici olduğu bir sigorta sözleşmesi veya
    b) türkiye’de faaliyet göstermeye yetkili olan bir kredi veren ile kurulmuş olan ve muhatabının tüketici olduğu bir ilk talepte ödeme garantisi,
    aracılığıyla verilebilir.

    mal veya hizmetin bağlı kredi ile satılması durumunda teminat şartı aranmaz.

    ön ödemeli sözleşmenin yazılı şekilde kurulması ve sözleşmenin bir örneğinin tüketiciye verilmesi zorunludur. ön ödemeli sözleşmelerin zorunlu içeriği ile uygulama usul ve esasları bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir. sözleşme içeriği daha sonra tüketici aleyhine değiştirilemez.

    ön ödemeli sözleşmelerde malın teslim ya da hizmetin ifa süresi sözleşme tarihinden itibaren on iki ayı aşamaz. konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallara ilişkin satım sözleşmelerinde bu süre otuzaltı aydır.

    ilan veya taahhüt edilen malın tesliminin veya hizmetin ifasının hiç ya da gereği gibi yapılmaması durumunda, satıcı, sağlayıcı, imalatçı, ithalatçı ve 10 uncu maddenin ondördüncü fıkrası ve 10/a maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren müteselsilen sorumludur.

    tüketici, cayma hakkı konusundaki bilgiyi de içeren yazılı sözleşme örneğinin kendisine teslim edildiği andan itibaren ondört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin ön ödemeli sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde yazılı olarak yöneltilmiş olması yeterlidir. cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat yükü müteşebbistedir.

    malın teslim veya hizmetin ifa edilmesine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. bu haller için tüketici tarafından ödenmesi kararlaştırılan sözleşmeden dönme cezası toplam satım bedelinin yüzde ikisini geçemez. müteşebbisin malı teslim veya hizmeti ifa etmesinden önce, kesin aciz belgesine sahip olduğunu ispatlayan tüketici veya tüketicinin ölümü halinde mirasçıları dönme cezası ödemeksizin sözleşmeden dönme hakkını kullanabilirler.

    malın teslim veya hizmetin ifa edilmesine kadar tüketicinin birbirini takip eden en az iki taksiti ödemekte temerrüde düşmüş olması durumunda müteşebbisin, tüketiciye ödeme için en az bir hafta süre vermesi koşuluyla sadece sözleşmeden dönme hakkı vardır.

    sözleşmeden dönüldüğü hallerde, tüketicinin o güne kadar ödemiş olduğu meblağ müteşebbis tarafından en geç altmış gün içerisinde iade edilir.”

    madde 9- 4077 sayılı kanunun 8 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “kapıdan sözleşmeler
    madde 8-tüketici ile müteşebbis arasında;
    a)müteşebbisin kendi işyeri dışında başka bir işyerinde veya bir konutta sözlü görüşmeler sonucunda,
    b)müteşebbis veya üçüncü bir kişi tarafından müteşebbis yararına düzenlenen özel geziler sırasında,
    c)kamuya açık alanlarda sözleşme görüşmelerine muhatap edilmek veya davet edilmek suretiyle,
    kurulan sözleşmelere kapıdan sözleşme adı verilir.

    bu tür sözleşmelerde; tüketici, teslim aldığı tarihten itibaren ondört gün içinde malı kabul etmekte veya hiçbir gerekçe göstermeden ve hiçbir yükümlülük altına girmeden reddetmekte serbesttir. tüketici, malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir. hizmetlerin satımında ise bu süre, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren başlar. bu süre dolmadan müteşebbis, kapıdan sözleşmelere konu mal veya hizmet karşılığında tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez. müteşebbis, cayma bildirimi kendisine ulaştığı tarihten itibaren yirmi gün içerisinde malı geri almakla yükümlüdür.

    kapıdan sözleşmelere ve kapıdan sözleşme yetki belgesine ilişkin uygulama usul ve esasları, kapsam dışı sözleşmeler ile cayma hakkının kullanılmasına ve bunun sonuçlarına ilişkin ayrıntılar bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir. ”

    madde 10- 4077 sayılı kanunun 9 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “kapıdan sözleşmelerde müteşebbisin sorumluluğu
    madde 9- kapıdan sözleşmeler sadece, bakanlık tarafından “kapıdan sözleşme yetki belgesi” verilmiş olan şirketler tarafından kurulabilir. bu yetki, sermayesi en az 50.000 tl olan şirketlere verilir.
    kapıdan sözleşmelerde, sözleşmede bulunması gereken diğer unsurlara ilave olarak mal veya hizmetin nitelik ve niceliğine ilişkin açıklayıcı bilgiler, cayma bildiriminin yapılacağı açık adres ve en az onaltı punto ve koyu siyah harflerle yazılmış olmak üzere içeriği bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikte yer alan cayma hakkına ilişkin ibarenin bulunması zorunludur.
    müteşebbis; tüketicinin, sözleşmeyi imzalamasını ve kendi el yazısı ile sözleşme tarihini yazmasını sağlamak ve sözleşmenin bir nüshasını tüketiciye vermekle yükümlüdür. sözleşmenin ve malın tüketiciye teslim edildiğinin ispatı müteşebbise aittir. aksi takdirde, tüketici cayma hakkını kullanmak için ondört günlük süre ile bağlı değildir. ”

    madde 11- 4077 sayılı kanunun 9/a maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “madde 9/a- malların veya finansal hizmetler dahil olmak üzere hizmetlerin, uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde müteşebbis ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle karşı karşıya gelinmeksizin kurulan sözleşmelere mesafeli sözleşme adı verilir.

    mesafeli sözleşmelerde tüketicinin, sözleşmenin kurulmasına ilişkin iradesini açıklamadan önce cayma hakkı ve ayrıntıları bakanlıkça belirlenecek diğer hususlarda, açık, anlaşılır ve kullanılan iletişim araçlarına uygun bir şekilde bilgilendirilmesi zorunludur. bu bilgilendirmenin ticari amaçla yapıldığının anlaşılır olması gerektiği gibi, sesli iletişim araçlarının kullanıldığı hallerde müteşebbisin kimliğinin de her görüşmenin başında belirtilmesi zorunludur.

    müteşebbisin, sözleşmenin bütün şartlarını ve bakanlıkça belirlenecek diğer hususları, yazılı olarak ya da tüketicinin ulaşabileceği sürekli veri taşıyıcısı aracılığıyla tüketiciye ileterek teyidini alması zorunludur. bu yükümlülük;
    a) finansal hizmetlerin sunulmasına ilişkin mesafeli sözleşmelerde, tüketicinin sözleşmeyi kuran irade beyanını yöneltmesinden önce veya tüketicinin talebi üzerine yazılı bilgilendirmeye elverişli olmayan bir uzaktan iletişim aracı kullanılarak sözleşmenin kurulması halinde, sözleşmenin kurulmasından hemen sonra,
    b) diğer mesafeli sözleşmelerde, sözleşmenin ifası tamamlanmadan ve bir malın teslimine yönelik sözleşmelerde en geç bu malın tüketiciye teslimi anına kadar,
    yerine getirilir.

    müteşebbis, tüketicinin siparişi kendisine ulaştığı andan itibaren otuz gün içerisinde edimini yerine getirir.

    tüketici ondört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin mesafeli sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. hayat sigortalarına ve bireysel emekliliğe ilişkin sözleşmelerde bu süre otuz gündür. mesafeli sözleşmenin niteliğine göre bu sürenin ne zaman işlemeye başlayacağı yönetmelik ile belirlenir. cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde yazılı olarak yöneltilmiş olması yeterlidir. cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat yükü müteşebbise aittir.

    müteşebbis cayma bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren on gün içinde almış olduğu bedeli, kıymetli evrakı ve tüketiciyi bu hukuki işlemden dolayı borç altına sokan her türlü belgeyi iade etmek ve yirmi gün içerisinde de malı geri almakla yükümlüdür.

    mesafeli sözleşmelerde ödemenin kredi kartı veya benzeri bir ödeme kartı ile, harcama belgesi düzenlenmeksizin yapıldığı durumlarda, kartın bir başkası tarafından hukuka aykırı şekilde kullanılması halinde, tüketici bu ödeme işleminin iptal edilmesini isteyebilir. bu hallerde kartı çıkaran kuruluş, itirazın kendisine bildirilmesinden itibaren on gün içinde ödeme tutarını tüketiciye iade eder veya hesabına alacak kaydeder.

    ismarlanmamış malların teslimi veya hizmetlerin sunulması suretiyle müteşebbis, tüketiciye karşı herhangi bir hak ileri süremez. bu hallerde tüketicinin sessiz kalması, sözleşmenin kurulmasına yönelik bir kabul beyanı olarak yorumlanamaz. tüketicinin malı geri yollamak veya muhafaza etmek gibi bir yükümlülüğü yoktur. yanlış adrese gönderildiği aşikar olan mallar açısından tüketicinin müteşebbisi durumdan haberdar etmesi zorunludur.

    mesafeli sözleşmelere ilişkin uygulama usul ve esasları, uzaktan iletişim araçlarının kullanılması, cayma hakkı ve bunun kullanılmasının sonuçlarına ilişkin ayrıntılar ile hangi mesafeli sözleşmelerde cayma hakkının kullanılamayacağı bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir. bu yönetmelikte yer alan bilgilendirme, teyit, tüketiciden onay alma, teslim gibi yükümlülüklere uyulduğunu ispat yükü müteşebbise aittir.”

    madde 12- 4077 sayılı kanunun 10 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “tüketici kredisi sözleşmeleri
    madde 10- tüketici kredisi sözleşmesi, kredi verenin tüketiciye, bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeyi ifade eder. banka ve kredi kartları ile kredili mevduat hesaplarına ilişkin sözleşmeler, ödemenin ertelenmesi veya taksitle ödeme olanağı sağladıkları ölçüde tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirilir.

    alacağın takibine ilişkin masraflar hariç olmak üzere kredi veren, kredi kartı sözleşmesinde belirlenen faiz dışında tüketiciden herhangi bir ödemede bulunmasını isteyemez. kredi kartı üyelik ücreti ise bir kereye mahsus olmak üzere ve ancak kredi kartı sözleşmesi imzalanırken alınabilir. kredi kartı üyelik ücretinin azami tutarı bankacılık düzenleme ve denetleme kurumu tarafından belirlenir.bu kanunun yürürlük tarihinden önce verilen kredi kartlarından üyelik ücreti alınmaz.

    mal veya hizmetin kredi kartı ile satın alındığı durumlarda, satıcı veya sağlayıcı, tüketiciden komisyon veya benzeri bir isim altında ilave ödemede bulunmasını isteyemez.

    23/02/2006 tarihli ve 5464 sayılı banka kartları ve kredi kartları kanunu’na göre kart çıkaran kuruluşlar, kredi kartı sözleşmesinin feshedilmesi ile ilgili bildirim ve taleplere ilişkin işlemleri yerine getirmek üzere gerekli tedbirleri almaya yönelik sistemi kurmak ve kesintisiz olarak açık tutmakla yükümlüdür.

    tüketici kredisi sözleşmesinin yazılı olarak kurulmadığı veya yönetmelik ile tespit edilen zorunlu içeriğe sahip olmadığı hallerde sözleşme batıldır. ancak tüketicinin krediden faydalanmış olması durumunda sözleşme geçerlilik kazanır. eksiklik, sözleşmesel faiz, efektif yıllık faiz veya kredinin tüketici için toplam maliyetinin sözleşmede belirlenmemesinden kaynaklanıyorsa kredi tutarı faizsiz olarak sürenin sonuna kadar kullanılır. bu hallerde ödeme planı, değişikliklere göre yeniden düzenlenir. kredi sözleşmesinde belirtilmemiş olan hiçbir masraf, komisyon veya teminat tüketiciden talep edilemez. efektif faiz oranı olduğundan düşük gösterilmişse, kredinin tüketici için toplam maliyetinin hesaplanmasında esas alınacak sözleşmesel faiz oranı, efektif faiz oranına uyacak şekilde yeniden belirlenir.

    belirli süreli kredi sözleşmelerinin şartları, sözleşme süresi içinde tüketici aleyhine değiştirilemez. belirsiz süreli kredi sözleşmelerinde ise bu hakkın saklı tutulmuş ve şartlarının açıkça belirtilmiş olması kaydıyla sözleşmede değişiklik yapılması mümkündür. bu değişikliklerin geçerli olabilmesi için tüketiciye yazılı olarak veya tüketicinin sözleşmede bunu kabul etmiş olması halinde sürekli veri taşıyıcısı aracılığıyla bildirilmesi zorunludur.

    belirsiz süreli sözleşmelerde, yapılan değişiklikler otuz gün önceden tüketiciye bildirilir. tüketici, bildirim tarihinden itibaren en geç altmış gün içinde tüm borcu ödeyip kredi kullanmaya son verdiği takdirde değişikliklerden etkilenmez.

    sözleşmede değişiklik yapılan hallerde ödeme planının yeni sözleşmesel faiz oranına göre düzenlenip tüketiciye teslim edilmesi zorunludur. kredi ve banka kartlarına ve kredili mevduat hesaplarına ilişkin sözleşmelerde kredi veren tarafından tüketiciye gönderilen dönemsel hesap özetleri ödeme planı hükmündedir.

    tüketici, vadesi gelmemiş bir veya birden çok taksit ödemesinde bulunabileceği gibi, kredi sözleşmesini feshederek kredi borcunun tamamını erken ödeyebilir. taksitlerin erken ödenmesi veya kredi sözleşmesinin feshi nedeniyle kredinin tümünün erken ödenmesi halinde kredi veren, ödenen miktara göre gerekli faiz ve komisyon indirimini yapmakla yükümlüdür. erken ödeme durumunda, gerekli faiz ve komisyon indirimi yapılmaz ise, fazla alınan tutar, sözleşmesel faiz işletilerek tüketiciye iade edilir.

    belirli süreli kredi sözleşmelerinde kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi nedeniyle kalan borcun tümünün ifasını talep etme veya sözleşmeyi bu sebeple feshetme hakkını saklı tutmuşsa bu hak ancak, kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmüş olması halinde kullanılabilir. kredi verenin bu hakkı kullanabilmesi için tüketiciye en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması zorunludur. muacceliyet uyarısının yazılı veya tüketicinin sözleşmede kabul etmiş olması halinde sürekli veri taşıyıcısı aracılığıyla yapılması ve ödemekte gecikilen meblağ, sözleşmesel faiz oranı, olası cezai şart veya masraflar ve temerrüt faiz oranı hakkında bilgi içermesi zorunludur.

    tüketicinin temerrüde düşmesi halinde kredi veren, tüketiciye temerrüt tarihinden itibaren yedi gün içerisinde iadeli taahhütlü posta yoluyla bildirimde bulunmakla yükümlüdür.

    kullanılan kredinin güvencesi olarak şahsi teminat verilen hallerde, kredi veren asıl borçluya ve diğer teminatlara başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez. tüketici kredisi sözleşmelerindeki kefalet, 818 sayılı borçlar kanununda belirtilen adi kefalet hükümlerine tâbidir. kredi sözleşmesi hükümlerinde kefilin sorumluluğunu artırıcı nitelikte değişiklik yapılması veya kredi limitinin yükseltilmesi kefilin yazılı onayı alınmadıkça ona karşı hüküm ifade etmez.

    kredi verenin ödemeleri bir kıymetli evraka bağlaması ya da krediyi kıymetli evrak kabul etmek suretiyle teminat altına alması yasaktır. bu yasağa rağmen tüketiciden bir kıymetli evrak alınacak olursa, tüketici bu kıymetli evrakı kredi verenden geri isteme hakkına sahiptir. ayrıca, kredi veren kıymetli evrakın devri sebebiyle tüketicinin uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür.

    tüketici kredisinin kısmen veya tamamen mal veya hizmet tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu sözleşme ile kredi sözleşmesinin objektif açıdan ekonomik bir birlik oluşturduğu hallerde bağlı kredi sözleşmesi söz konusu olur. özellikle tüketici kredisinin, belirli marka mal veya hizmet tedarik edilmesi veya belirli bir müteşebbis ile sözleşme kurulması şartı ile verilmesi halinde bu tür bir ekonomik birliğin varlığı kabul edilir.

    bağlı kredilerde, tedarik edilen malın veya hizmetin gereği gibi ifa edilmemesi halinde tüketicinin, müteşebbise karşı kullanacağı haklarına bağlı olarak kredi verene karşı da ödemeleri durdurma veya azaltma hakkı vardır. tüketicinin bedel indirimi hakkını kullanması halinde kredi de bu oranda indirilir ve ödeme planı buna göre değiştirilir. tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, o güne kadar yapmış olduğu ödemenin iadesi hususunda müteşebbis ve kredi veren müteselsil olarak sorumludur. ancak, kredi verenin sorumluluğu kullanılan kredi miktarı ile sınırlıdır. kredi veren ile müteşebbis arasındaki rücu ilişkisi saklıdır.

    tüketici kredisi sözleşmesinin yazılı şekilde kurulması ve sözleşmenin bir örneğinin tüketiciye verilmesi zorunludur. sözleşmenin zorunlu içeriği, erken ödeme ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.”

    madde 13- 4077 sayılı kanunun 10/a maddesi yürürlükten kaldırılmış, 10/b maddesinin dokuzuncu ve ondördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, “konut finansmanı kuruluşu tarafından kredi verilmesi, hayat sigortası, konut sigortası gibi yapılması isteğe bağlı sigortaların yaptırılması şartına bağlanamaz” hükmü son fıkra olarak maddeye ilave edilmiş ve 10/b maddesi 10/a maddesi olarak teselsül ettirilmiştir.

    “konut finansmanından kaynaklanan işlemlerde konut finansmanı kuruluşunun, krediyi belirli bir konutun satın alınması ya da belirli bir satıcı ile yapılacak satım sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, bağlı konut kredisi sözleşmesi söz konusu olur. konut tesliminin gereği gibi ifa edilmemesi durumunda tüketicinin, satıcıya karşı kullanacağı haklarına bağlı olarak konut finansmanı kuruluşuna karşı da ödemeleri durdurma veya azaltma hakkı vardır. tüketicinin bedel indirimi hakkını kullanması halinde kredi de bu oranda indirilir ve ödeme planı buna göre değiştirilir. tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, o güne kadar yapmış olduğu ödemenin iadesi hususunda satıcı ve konut finansmanı kuruluşu müteselsil olarak sorumludur. ancak, kredi verenin sorumluluğu kullanılan kredi miktarı ile sınırlıdır. satıcı ile konut finansmanı kuruluşu arasındaki rücu ilişkisi saklıdır. konut finansmanı kuruluşları tarafından verilen bağlı kredilerin ipotek finansmanı kuruluşlarına, konut finansmanı fonlarına veya ipotek teminatlı menkul kıymet teminat havuzlarına devredilmesi halinde, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. bu nitelikteki devir işlemlerinden devralan kuruluş sorumlu olmaz.

    faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde, sözleşmede yer verilmek suretiyle, bir ya da birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması durumunda konut finansmanı kuruluşu tarafından tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilebilir. erken ödeme ücreti gerekli faiz indirimi yapılarak hesaplanan ve tüketici tarafından konut finansmanı kuruluşuna erken ödenen tutarın binde beşini geçemez. oranların değişken olarak belirlenmesi halinde tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilemez. oranların sabit ve değişken olarak belirlenmesi halinde; sabit faizli döneme ilişkin erken ödeme ücreti, erken ödenen tutarın binde beşini geçemez. tüketiciden değişken faizli döneme ilişkin erken ödeme ücreti talep edilemez.”

    madde 14- 4077 sayılı kanunun 11 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “süreli yayın kuruluşlarınca düzenlenen promosyonlar
    madde 11- süreli yayın kuruluşlarınca düzenlenen ve her ne amaç ve şekilde olursa olsun, bilet, kupon, iştirak numarası, oyun, çekiliş ve benzeri yollarla süreli yayın dışında ikinci bir ürün ve/veya hizmetin verilmesinin taahhüt edildiği durumlarda, süreli yayıncılık amaçlarına aykırı olmayan kültürel ürün veya hizmetlerin dışında hiç bir mal veya hizmetin taahhüdü ve dağıtımı yapılamaz. bu ürün ve hizmetler; kitap, dergi, ansiklopedi, sözlük, afiş, bayrak, poster, maket, harita, bulmaca, sözlü veya görüntülü manyetik bant ve optik disk ile eğitim amaçlı kurs ve seminerler ile sınırlıdır.

    süreli yayın kuruluşlarınca düzenlenen kampanyaların süresi günlük, haftalık ve aylık yayınlarda altmış günü geçemez. kampanya konusu mal veya hizmet bedelinin bir bölümünün tüketici tarafından karşılanması istenemez.

    süreli yayın kuruluşu, kampanyaya ait reklam ve ilânlarında, kampanya konusu mal veya hizmetin türkiye genelinde teslim ve ifa tarihlerine ilişkin programını ilân etmek ve kampanya konusu mal veya hizmetin teslim veya ifasını, kampanyanın bitiminden itibaren otuz gün içinde yerine getirmek zorundadır.

    kampanya süresince, süreli yayının satım fiyatı, ikinci ürün olarak verilmesi taahhüt edilen mal veya hizmetin yol açtığı maliyet artışı nedeniyle artırılamaz. kampanya konusu mal veya hizmet taahhüdü ve dağıtımı bölünerek yapılamayacağı gibi, bu mal veya hizmetin ayrılmaz ya da tamamlayıcı parçaları da ayrı bir kampanya konusu haline getirilemez. bu kanunun uygulamasında, ikinci ürün olarak verilmesi taahhüt edilen her bir mal veya hizmete ilişkin işlemler bağımsız bir kampanya olarak kabul edilir.

    süreli yayın kuruluşları tarafından düzenlenmeyen, ancak süreli yayınla doğrudan veya dolaylı irtibatlandırılan kampanyalar da bu hükümlere tabidir.”

    madde 15- 4077 sayılı kanunun 12 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

    “indirimli satışlar
    madde 12/a- in­di­rim­li sa­tı­şa ko­nu edi­len mal ve­ya hiz­met­le­rin in­di­rim­li sa­tış fi­ya­tı, indirimden ön­ce­ki fi­ya­tı ve in­di­rim ora­nı, ta­ri­fe ve fi­yat lis­te­le­ri ile eti­ket­le­rin­de gös­te­ri­lir.

    mevsim değişmesi nedeniyle yapılan indirimli satışlar, kış mevsimi bitiminde 15 ocak-1 mart, yaz mevsimi bitiminde 15 temmuz-1 eylül tarihleri arasında yapılır.

    indirimli satışlara ilişkin ticari reklam ve ilanlarda indirim döneminin başlangıç ve bitiş tarihlerinin belirtilmesi zorunludur.

    bir ticari işletmenin tasfiye nedeniyle indirimli satış yapabilmesi için indirimle satılacak ürünlerin envanterinin ilgili odaya sunulması şartıyla üyesi olduğu odadan izin alması zorunludur. tasfiye nedeniyle indirimli satışların indirimli satış süresinin iki ayı aşmaması kaydıyla izin alınmasından itibaren altı ay içerisinde tamamlanması zorunludur.

    bakanlık ile ticaret ve sanayi odaları, ticaret odaları, sanayi odaları veya esnaf ve sanatkarlar odaları bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işlemleri yürütmekle ayrı ayrı görevlidir. ticaret ve sanayi odaları, ticaret odaları, sanayi odaları veya esnaf ve sanatkarlar odaları bu madde hükümlerine aykırı uygulamaları tespit ettiklerinde, aykırılığı gerekli yasal işlemlerin yapılması amacıyla bakanlığa bildirirler.

    tasfiye, işyeri değişikliği, mevsim değişimi, bayram öncesi ve sonrası ile seri sonu ürünleri için indirimli satış azami süreleri ile diğer usul ve esaslar bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.

    gıda ve temizlik maddelerine yönelik indirimli satışlar ile özel günlerde veya gün içinde yapılan indirimli satışlarda bu madde hükümleri uygulanmaz.”

    madde 16- 4077 sayılı kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “madde 13- imalatçı ve ithalatçılar, tüketicileri bilgilendirmek amacıyla, ürettikleri veya ithal ettikleri sanayi mallarını satıma sunarken, bu kanunda tüketiciye tanınmış hakları ve bunların kullanılma koşulları ile süresini açıklayan bakanlıkça onaylanmış bir garanti belgesi düzenlemek zorundadır.

    mala ilişkin faturanın tarih ve sayısını içermesi gereken bu belgenin tekemmül ettirilerek tüketiciye verilmesi sorumluluğu satıcıya aittir.

    garanti belgesine ilişkin uygulama usul ve esasları ile hangi sanayi mallarının bu belge ile satılmak zorunda olduğu bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.”
    madde 17- 4077 sayılı kanunun 14 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “tanıtma ve kullanım kılavuzu
    madde 14- yurt içinde üretilen veya ithal edilen sanayi mallarının tanıtım, kullanım, kurulum, bakım ve basit onarımına ilişkin türkçe kılavuzla ve gerektiğinde uluslararası sembol ve işaretleri kapsayan etiketle satılması zorunludur.

    tanıtım ve kullanıma ilişkin hususların, malın üzerinde de yer alması halinde kullanılan görsel ve sesli ifadelerin türkçe olması zorunludur.

    türkçe tanıtma ve kullanım kılavuzlarının hazırlanması sorumluluğu imalatçı ve ithalatçıya, tüketiciye verilmesi sorumluluğu ise satıcıya aittir.

    tanıtma ve kullanım kılavuzuna ilişkin uygulama usul ve esasları ile sanayi mallarından hangilerinin tanıtma ve kullanım kılavuzu ve etiket ile satılmak zorunda olduğu ve bunlarda bulunması gereken asgari unsurlar bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.”

    madde 18- 4077 sayılı kanunun 15 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “satım sonrası hizmetler
    madde 15- imalatçı veya ithalatçılar, ürettikleri veya ithal ettikleri her sanayi malı için o malın bakanlıkça tespit ve ilân edilen kullanım ömrü süresince, yeterli sayıda yetkili servis istasyonu kurmak, teknik personel ve yedek parça stoku bulundurmak veya kurulu bulunan servis istasyonlarından veya servis organizasyonundan istifade etmek suretiyle bakım ve onarım hizmetlerini vermek zorundadırlar.

    imalatçı veya ithalatçının herhangi bir şekilde ticari faaliyetinin sona ermesi halinde, kullanım ömrü süresince bakım ve onarım hizmetlerini, o malın satıcısı vermek zorundadır.

    hangi mallar için servis istasyonları kurulmasının zorunlu olduğu, imalatçı veya ithalatçıların bulundurmaları gereken yedek parça stok miktarı ve birinci fıkrada belirtilen yetkili servis istasyonları ile bağımsız olarak hizmet veren diğer servis istasyonlarının kuruluşu, işleyişi, özellikleri ve belgelendirilmesine dair usul ve esaslar bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.

    bir sanayi malının arızalanması durumunda, o malın azami tamir süresi otuz günü geçemez.

    malın onbeş gün içerisinde tamir edilememesi halinde azami tamir süresine kadar muadili bir mal imalatçı veya ithalatçı tarafından tüketicinin kullanımına sunulmak zorundadır.
    bakanlıkça tespit ve ilan edilen kullanım süresi içerisinde kalmak kaydıyla; 4 üncü maddede belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra malın, imalatçı veya ithalatçı tarafından tamirinin yapılamaması veya imkansız hale gelmesi durumunda, tüketici, imalatçı veya ithalatçıdan malın rayiç değeri üzerinden bedel iadesi talep edebilir. rayiç bedelin tespitinde tüketicinin kullanım bedeli kadar indirim yapılır.”

    madde 19- 4077 sayılı kanunun 17 nci maddesinin üçüncü, altıncı ve yedinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, “kurul ve komisyon ihtiyaç duyacağı her türlü bilgi ve belgeyi ister. kurul, incelemesini rapor ve ilgili belgelerin yer aldığı dosya üzerinden yapar. yalnızca gerek görüldüğü hallerde taraflar dinlenir.” hükmü dokuzuncu fıkra olarak eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.

    “başkanlığı, genel müdür tarafından yürütülen reklam kurulu;
    a) bakanlıkça genel müdürlük genel müdür yardımcıları arasından görevlendirilecek bir üye,
    b) adalet bakanlığınca, bu bakanlıkta idari görevlerde çalışan hakimler arasından görevlendirilecek bir üye,
    c) tarım ve köy işleri bakanlığından gıda konusunda görevli üst düzey yönetici bir üye,
    ç) yükseköğretim kurulunun reklamcılık alanında uzman üniversite öğretim görevlileri arasından seçeceği bir üye,
    d) türkiye odalar ve borsalar birliğinden bir üye,
    e) türk tabipleri birliği’nin görevlendireceği doktor bir üye
    f) tüketici konseyinin konseye katılan tüketici örgütü temsilcileri arasından seçeceği bir üye,
    g) radyo televizyon yayıncıları meslek birliği’nin görevlendireceği bir üye,
    ğ) türkiye’deki tüm gazeteciler derneklerinin kendi aralarından seçeceği bir üye,
    h) reklamcılar derneklerinin veya varsa üst kuruluşlarının seçeceği bir üye,
    olmak üzere onbir üyeden oluşur.

    kurul, başkan dahil en az yedi üyenin hazır bulunması ile toplanır ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar verir. oyların eşit olması halinde başkanın oy kullandığı taraf çoğunluğu sağlar.

    kurulun karar vermesine yardımcı olmak üzere, sağlık, gıda, tütün ve alkol, teknoloji, turizm, kişisel bakım ve kozmetik, iletişim hizmetleri, banka ve sigorta, eğitim, enerji, dayanıklı tüketim malları alanlarında sektörel sürekli ihtisas komisyonları kurulur. komisyonlar, başkan dahil 5 kişiden oluşur. komisyonlarda tüketici ve rekabet uzmanı ve uzman yardımcıları görev alır. kurul ihtiyaç görmesi halinde, ihtisas komisyonlarında hangi kamu kurum ve kuruluşları ile meslek örgütlerinin temsil edileceğini belirler. komisyonlarda görev alacak temsilcilerin görevlendirilmeleri, ilgili kurum ve kuruluşlarca yapılır. kurul, gerekli görülen hallerde diğer alanlarda da sürekli veya geçici ihtisas komisyonları kurabilir. komisyonların çalışma usul ve esasları ile kurulun sekreterya hizmetlerinin ne suretle yerine getirileceği bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

    madde 20- 4077 sayılı kanunun 17 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddeler eklenmiştir.

    “haksız ticari uygulamalar
    madde 17/a- müteşebbisin tüketicilere karşı makul olarak göstermesi beklenen dürüst piyasa uygulaması ve/veya dürüstlük kuralı gereği kendi faaliyet alanında göstermesi gereken mesleki bilgi ve özenin gereklerine uymayan ve ortalama tüketicinin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde etkileyen veya etkilemeye elverişli olan, özellikle aldatıcı veya saldırgan nitelikteki ticari uygulamalar haksızdır. tüketiciye yönelik haksız ticari uygulamalar yasaktır.

    haksız ticari uygulamanın reklam yoluyla gerçekleştirildiği hallerde 16 ncı ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.

    haksız ticari uygulamaların tespit edilmesine ve bunların denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.”

    “haksız ticari uygulamalar kurulu
    madde 17/b- tüketiciye yönelik piyasa uygulamalarına ilişkin ilkeleri belirlemek, bu ilkeler çerçevesinde ticari uygulamaları incelemek ve inceleme sonucuna göre, 17/a maddesinde belirtilen haksız ticari uygulamaları üç aya kadar tedbiren durdurmak ve/veya durdurmak ve/veya para cezası vermek hususlarında haksız ticari uygulamalar kurulu görevlidir. tedbir kararı başvurunun yapılmasını müteakip ilk toplantıda alınır. haksız ticari uygulamalar kurulu kararları bakanlıkça uygulanır.

    başkanlığı, genel müdür tarafından yürütülen haksız ticari uygulamalar kurulu;

    a) bakanlıkça genel müdürlük genel müdür yardımcıları arasından görevlendirilecek bir üye,
    b)adalet bakanlığınca, bu bakanlıkta idari görevlerde çalışan hakimler arasından görevlendirilecek bir üye,
    c) maliye bakanlığının görevlendireceği üst düzey yönetici bir üye,
    ç) türkiye odalar ve borsalar birliğinin görevlendireceği bir üye,
    d) türkiye esnaf ve sanatkarları konfederasyonunun görevlendireceği bir üye
    e) tüketici konseyinin konseye katılan tüketici örgütü temsilcileri arasından seçeceği bir üye,
    olmak üzere yedi üyeden oluşur.

    kurul, başkan dahil en az beş üyenin hazır bulunması ile toplanır ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar verir. oyların eşit olması halinde başkanın oy kullandığı taraf çoğunluğu sağlar.

    haksız ticari uygulamalar kurulu kararları, tüketicilerin bilgilendirilmesi, aydınlatılması ve ekonomik çıkarlarının korunması amacıyla haksız ticari uygulamalar kurulu başkanı tarafından açıklanır.

    haksız ticari uygulamalar kurulunun görevleri, kuruluş, çalışma usul ve esasları ile sekreterya hizmetlerinin ne suretle yerine getirileceği, ihtisas komisyonlarında görevlendirilecek personellerde aranacak şartlar bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.

    17 nci maddenin, dördüncü, beşinci, yedinci, sekizinci, dokuzuncu ve onuncu fıkraları haksız ticari uygulamalar kurulu için de uygulanır.”

    madde 21- 4077 sayılı kanunun 20 nci maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

    “bu tür eğitici radyo ve televizyon programlarının 07-23 saatleri arasında yayınlanması ve haftada iki dakikadan az olmaması zorunludur.”

    madde 22- 4077 sayılı kanunun 20 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

    “tüketici ödülleri
    madde 20/a- bakanlık her yıl çeşitli dallarda tüketici ödülleri verir. tüketici ödüllerinin usul ve esasları bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.

    tüketici ödülü veya benzeri bir isim altında ödül vereceklerin bakanlıktan izin alması zorunludur.

    bakanlıktan izin alınmadan verilen tüketici ödüllerini alanların bu ödülleri reklam ve ilanlarında kullanmaları yasaktır.”

    madde 23- 4077 sayılı kanunun 22 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “madde 22- bakanlık, il ve ilçe merkezlerinde, tüketici ile müteşebbis arasında bu kanunun uygulamasından doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla en az bir tüketici sorunları hakem heyeti oluşturmakla görevlidir.

    başkanlığı sanayi ve ticaret il müdürü veya görevlendireceği bir memur tarafından yürütülen tüketici sorunları hakem heyeti; belediye başkanının konunun uzmanı belediye personeli arasından görevlendireceği bir üye, baronun mensupları arasından görevlendireceği bir üye, ticaret ve sanayi odası ile esnaf ve sanatkar odalarının görevlendireceği bir üye ve bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslara göre tüketici örgütlerinin seçecekleri bir üye olmak üzere başkan dahil beş üyeden oluşur. ticaret ve sanayi odası ya da ayrı ayrı kurulduğu yerlerde ticaret odası ile esnaf ve sanatkar odalarının görevlendireceği üye, uyuşmazlığın müteşebbis tarafını oluşturan kişinin tacir veya esnaf ve sanatkar olup olmamasına göre ilgili oda tarafından görevlendirilir.

    bakanlık taşra teşkilatının bulunmadığı il ve ilçelerde tüketici sorunları hakem heyetinin başkanlığı en büyük mülki amir ya da görevlendireceği bir memur tarafından yürütülür. tüketici örgütü olmayan yerlerde tüketiciler, tüketim kooperatifleri tarafından temsil edilir. tüketici sorunları hakem heyetinin oluşumunun sağlanamadığı yerlerde noksan üyelikler, belediye meclislerince resen doldurulur.

    tüketici sorunları hakem heyetlerinde heyetin çalışmalarına ve kararlarına esas olacak dosyaları hazırlamak ve uyuşmazlığa ilişkin raporu sunmak üzere en az bir raportör görevlendirilir.

    değeri 2.000 tl’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerine başvuru zorunludur. büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise 2000 tl ile 3000 tl arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici sorunları hakem heyetine başvuru zorunludur. bu uyuşmazlıklarda hakem heyetlerinin vereceği kararlar tarafları bağlar. hakem heyeti kararları 11/02/1959 tarih ve 7201 sayılı tebligat kanunu hükümlerine göre taraflara tebliğ edilir. bu kararlar 09/06/1932 tarih ve 2004 sayılı icra ve iflas kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. taraflar bu kararlara karşı on beş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilir. itiraz, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. ancak, talep edilmesi şartıyla hakim, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.

    başvurular, malın veya hizmetin satın alındığı veya tüketicinin ikametgahının bulunduğu yerdeki hakem heyetine yapılır.

    beşinci fıkrada belirtilen parasal sınırların üzerindeki uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerinin verecekleri kararlar, tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilir. beşinci fıkrada belirtilen parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı vergi usul kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. bu artışların hesabında bir türk lirasının küsuru dikkate alınmaz.

    tüketici sorunları hakem heyetlerine müteşebbisler başvuramaz.

    tüketici sorunları hakem heyetleri başkan ve üyeleri ile raportörlere verilen huzur hakkı veya huzur ücretinin ödenmesine ve bilirkişi ücretlerine ilişkin usul ve esaslar, bir ayda ödenecek tutar 5000 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere maliye bakanlığının uygun görüşü alınarak bakanlıkça belirlenir.

    tüketici sorunları hakem heyetlerinin kurulması, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.”

    madde 24- 4077 sayılı kanunun 23 üncü maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve “tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına yapılacak itirazlar hariç olmak üzere, müteşebbisler tüketici mahkemelerine başvuramaz.” hükmü son fıkra olarak eklenmiştir.

    “bakanlık ve tüketici örgütleri, münferit tüketici sorunu olmayan ve genel olarak tüketicileri ilgilendiren hallerde, haksız ticari uygulamalar ile ticari reklam ve ilanlara ilişkin hükümler dışında, bu kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hallerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı ve/veya hukuka aykırı durumun dava yoluyla tespiti, önlenmesi veya durdurulmasına karar verilmesini tüketici mahkemelerinden isteyebilir.”

    madde 25- 4077 sayılı kanunun 24/a maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

    madde 26- 4077 sayılı kanunun 25 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “madde 25- 4/b ve 5/a maddelerinde, 6 ncı maddede, 6/a ve 6/c maddelerinde, 7 nci maddenin dördüncü, yedinci, dokuzuncu ve onuncu fıkralarında, 9/a maddesinde, 10 uncu maddenin ikinci, üçüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci ve onaltıncı fıkralarında, 10/a maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve onbeşinci fıkralarında, ve 11/a maddesinde, 12 nci maddede, 15 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında tespit edilen her bir aykırı işlem için 200 tl para cezası uygulanır. ancak bir seferde uygulanan toplam para cezası tutarı 500.000 tl’yi geçemez.

    13 üncü ve 14 üncü maddede belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında tespit edilen her bir aykırı ürün için 200 tl para cezası uygulanır. ancak bir seferde uygulanan toplam para cezası tutarı 500.000 tl’yi geçemez.

    6/b maddesinde, 8 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında ve 9 uncu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında tespit edilen her bir aykırı işlem için 500 tl para cezası uygulanır. ancak bir seferde uygulanan toplam para cezası tutarı 500.000 tl’yi geçemez.

    5 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında 1.000 tl para cezası uygulanır.

    5 inci maddenin üçüncü fıkrasında, 10 uncu maddenin onuncu, onbirinci, onüçüncü, onbeşinci fıkralarında, 10/a maddesinin dördüncü, beşinci, altıncı, dokuzuncu, onuncu ve onikinci fıkralarında, 15 inci maddenin üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında aykırılığı tespit edilen her bir işlem için 1.000 tl para cezası uygulanır. ancak bir seferde uygulanan toplam para cezası tutarı 500.000 tl’yi geçemez.

    18 inci maddede belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket eden imalatçı-ithalatçılar hakkında 10.000 tl, satıcı ve sağlayıcılar hakkında ise 2.000 tl para cezası uygulanır.

    9 uncu maddenin birinci fıkrasında, 10 uncu maddenin dördüncü ve onikinci fıkralarında, 10/a maddesinin sekizinci fıkrasında, 15 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında 10.000 tl para cezası uygulanır.

    20 nci maddede belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket eden yerel radyo ve televizyonlar hakkında 1.000 tl para cezası uygulanır. aykırılık, ülke düzeyinde yayın yapan radyo ve televizyonlarca gerçekleştirilmiş ise on katı uygulanır.

    11 inci maddede belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında 5.000 tl para cezası uygulanır. aykırılık ülke düzeyinde dağıtımı yapılan süreli yayın ile gerçekleştirilmiş ise cezanın yirmi katı uygulanır. bakanlık, ayrıca süreli yayın kuruluşundan kampanyanın ve kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilanın durdurulmasını ister. bu isteğe rağmen aykırılığın devamı halinde, reklam ve ilanın durdurma zorunluluğunun doğduğu tarihten itibaren her sayı- gün için 100.000 tl para cezası uygulanır. bakanlık, kampanyanın ve kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilanın durdurulması talebi ile tüketici mahkemesine başvurur.

    17/a maddesinde belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında üç aya kadar tedbiren durdurma veya durdurma veya 5.000 tl para cezası uygulanır. haksız ticari uygulamalar kurulu, ihlalin niteliğine göre bu cezaları birlikte veya ayrı ayrı verebilir. para cezası, aykırılık ülke genelinde gerçekleştirilmiş ise on katı olarak uygulanır.

    16 ncı maddede belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında üç aya kadar tedbiren durdurma veya durdurma veya idari para cezası uygulanır. reklam kurulu, ihlalin niteliğine göre bu cezaları birlikte veya ayrı ayrı verebilir.
    aykırılık,

    a) yerel televizyon kanalı aracılığı ile gerçekleşmiş ise 10.000 tl,

    b) ülke düzeyinde yayın yapan televizyon kanalı aracılığı ile gerçekleşmiş ise 50.000 tl,

    c) radyo ve süreli yayınlar aracılığıyla gerçekleşmiş ise (a) ve (b) bentlerinde belirtilen cezaların yarısı,

    ç) internet ve kısa mesaj aracılığı ile gerçekleşmiş ise 25.000 tl,

    d) diğer mecralar aracılığı ile gerçekleşmiş ise 5.000 tl

    para cezası uygulanır.

    19 uncu maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenler hakkında 5.000 tl para cezası uygulanır.

    12/a maddesinin birinci, ikinci, dördüncü ve altıncı fıkralarında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında 25.000 tl para cezası uygulanır.

    20/a maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında 50.000 tl para cezası uygulanır.

    24 üncü maddede belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında 200.000 tl para cezası uygulanır.

    27 nci maddede belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis ve 25.000 tl idari para cezası uygulanır.

    7 nci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında sözleşme bedelinin yüzde beşi oranında para cezası uygulanır.

    10 uncu maddenin dokuzuncu fıkrasında ve 10/a maddesinin onüçüncü ve ondördüncü fıkralarında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında kullanılan kredi miktarının yüzde beşi oranında para cezası uygulanır.

    7 inci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında sözleşme bedelinin yüzde onu oranında para cezası uygulanır.

    fiilin bir yıl içerisinde tekrarı halinde o fiil için yukarıdaki fıkralarda belirtilen para cezaları iki misli olarak uygulanır.

    para cezasının iki misli uygulanması için ilk cezanın kesinleşmesi beklenmez.

    para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 213 sayılı vergi usul kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. bu artışların hesabında bir türk lirasının küsuru dikkate alınmaz.

    bu kanunda yazılı fiiller hakkında diğer kanunlarda da para cezası öngörülmüşse ağır olan ceza uygulanır.”
    madde 27- 4077 sayılı kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    “madde 26- 25 inci maddenin birinci fıkrasında yer alan 6 ncı maddeye aykırılığın cezası ile, sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onbirinci ve ondördüncü fıkralarındaki cezalar bakanlık tarafından, diğer cezalar o yerin mülki amiri tarafından uygulanır.

    25 inci maddenin onaltıncı fıkrasında yer alan hapis cezası hariç olmak üzere bu kanunda düzenlenen her türlü yaptırım idari niteliktedir. ceza kararı, 7201 sayılı tebligat kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ edilir. tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir. cezalara karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, yetkili idare mahkemesine başvurulabilir, bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde cezalar kesinleşir. itiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. başvurular en kısa sürede sonuçlandırılır ve zaruret görülmeyen hallerde duruşma yapılmaz. itiraz üzerine idare mahkemesi tarafından verilen kararlar kesindir.

    bu kanunda öngörülen idari para cezaları 6183 sayılı amme alacaklarının tahsil usulü hakkında kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

    25 inci maddenin onuncu ve onbirinci fıkraları kapsamında tahsil edilen idari para cezalarının yüzde onu haksız ticari uygulamalar kurulu ve reklam kurulu çalışmalarında kullanılmak üzere bakanlık bütçesine gelir olarak aktarılır.

    bu kanunda düzenlenen idari cezaların verilmesine ilişkin ceza zamanaşımı süresi üç yıldır. zamanaşımı süresi, bu kanun hükümlerine aykırı fiilin işlendiği tarihte başlar.

    sürekli veya tekrarlanan ihlaller söz konusu ise zamanaşımı süresi, ihlalin sona erdiği ya da en son tekrarlandığı günden itibaren işlemeye başlar. karar aleyhine yargı yoluna başvurulmuş olması tahsil zamanaşımını keser.

    madde 28- 4077 sayılı kanunun 32 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

    “değiştirilen hükümler
    madde 32/a- 4703 sayılı ürünlere ilişkin teknik mevzuatın hazırlanması ve uygulanmasına dair kanun’un 11 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 11/a maddesi ve 12 inci maddesine (h) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (ı) bendi eklenmiştir.

    “olduklarından farklı görünen mallar
    madde 11/a – gıda ürünü olmamalarına rağmen, şekli, kokusu, görünümü, ambalajı, etiketi, hacmi yahut boyutları dolayısıyla tüketicilerin ve özellikle çocukların gıda ürünleriyle karıştırabilecekleri ve bunun neticesinde ağızlarına alabilecekleri, emebilecekleri ya da yutabilecekleri ve bu yüzden tüketicilerin sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atan ürünlerin üretilmesi, pazarlanması, ithalatı ve ihracatı yasaktır.

    ürün piyasaya sürülmüşse bu kanun hükümleri uygulanır.

    tüketicilerin, olduğundan farklı görünen mal nedeniyle uğradıkları maddî ve manevî zararları tazmin için dava açma hakları saklıdır.”

    “(ı) 11/a maddesine aykırı hareket edenler hakkında on bin türk lirasından yirmibeşbin türk lirasına kadar,”

    geçici madde 1- reklam kurulu üyeleri, bu kanun´un yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde yenilenir.

    madde 29- bu kanun yayımı tarihinden itibaren üç ay sonra yürürlüğe girer.

    madde 30- bu kanun hükümlerini bakanlar kurulu yürütür.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap