• --- spoiler ---

    special edition'ın finali yıllar önce seyrettiğimiz orijinal halinden değişik. orijinalinde ripley kendini ateşe atarken karnından alien çıkıyor, ripley de karnından çıkan yavruyu tutarak alevlere dalıyordu. special edition'da ripley'nin karnının yarılmadığı bi anı sabitleyip o halde ocağın içine düşürmüşler (böylece komik bi efekt olmuş, sabit bi görüntü yavaş yavaş küçülüyor.. güya düşüyor yani). bu tercih niye ben anlamadım.. eskisini çocukça ya da gayrı inandırıcı mı buldular da böyle bi değişiklik yapmışlar. meh..

    --- spoiler ---
  • onyedilik genç ve güzel sigoruney'i görücü usulüyle komşu köyden zengin bi alien ağasıyla evlendiriyorlar ve gerdek gecesinde ortaya bu görüntü çıkıyor:

    http://img187.imageshack.us/img187/8820/alird3.jpg
  • filmdeki zenci adamın dini göndermelerinden dolayı ikide bir tgrt de dönüp duran film.
  • video klip yönetmenliğinden sinemaya geçiş yapan david fincher'ın 1992 yapımı ilk sinema deneyimi.

    aliens'ın aksiyon bazlı hikayesinden ziyade alien'ın atmosferini kendisine referans alan sahne tasarımları başarılı olan film. sahne tasarımını belirttim çünkü; ilk filmde o güne kadar tamamen bembeyaz olan uzay gemileri ilk kez kirli ve paslı bir görünüme kavuşmuştu. burada tabii ki doğrudan alien ayarında bir film demiyorum. sinema adına kalite olarak ilk iki filmin gerisinde kalan bir yapım ve görsel efektler oskara aday olduğu halde gerçekten başarısız. özellikle yaratığın koştuğu kısımlarda bu nasıl render dedirtti.

    --- spoiler ---

    weyland şirketi üzerinden yapılan kapitalizm eleştirileri ve sigourney weaver'ın efsane ellen ripley karakteri harici alien evrenine dair daha başka tatlar da bulamayabilirsiniz. ama gene de serinin benim gibi fanıysanız izlemiş olmak da gerekir.

    final kısmında fincher gerçekten ilk sinema deneyiminde yönetmenlik adına önemli bir meziyetlerde bulunuyor; yaratığı pistona kapatmaya çalışma kısmında. cidden her kapıya yapılan müdahele ile kendimizi özellikle yaratığın perspektifine geçtiğimiz anlarda cidden labirentteymiş gibi hissedebiliyoruz.

    son olarak ben 145 dakikalık special edisyon versiyonunu seyrettim. orijnal finalden farklı olarak sadece ripley'ın ateşe sırt üstü düşme sahnesi verilmiş. açıkcası bu çok saçma bir müdahele. orijinal versiyondaki doğan yaratığı hem anne misali gibi kucaklayıp hemde asıl yapmak istediği tamamen yok etme arzusu çok daha uygun bir dramatik finaldi (bkz: terminator 2 judgment day).

    --- spoiler ---
  • alien³ galiba doğru adı

    edit:codename47 e teşekkurler
  • malesef kötü bir alien filmidir...

    fincher abinin ilk "uzun metrajı" dediğimiz alien 3 de olsun o kadar...

    hem fincher ne yapsın aga...

    --- spoiler ---

    ayrıca o alien nedir öyle ? video oyun formatında.... ne gereği var ordan burdan koşturmaca oynatmaya...az göster öz göster scott'ın alien'ı gibi...

    --- spoiler ---
  • special edition'u izlenmelidir.zira theatrical edition ile arasında inanılmaz farklar var.theatrical edition kesile kesile kuş edilmiş.hikaye tam yerine oturmadığı, havada kaldığı için de film anlaşılamıyor.oysa cutsceneleri barındıran special versiyonu ile beraber serinin en iyisi olmaya oynuyor.

    bundan sonrası spoiler barındırabilir:

    --- spoiler ---
    film, serinin diğer filmlerinin aksine dinsel bir içerik ve ilginç bir eleştri de barındırıyor.hikaye, vurdu-kırdı/aksiyon formatında devam ederken, 25 kişiden oluşan dinle uyutulmuş hapisanemsi koloni "ripley" ile adeta test ediliyor.hepsi dindar olan mahkumlar, herhangi bir tahrikten bağımsız olarak kurdukları düzenleri içerisinde inançlarıyla yaşarlarken, erkeğin baş fetişi, pandora'nın kutusunu açan, yasak elmayı yiyen, engizisyonca cadı ilan edilen kadının testine tabi tutuluyorlar. ve işte o zaman, inancın ne kadar kırılgan, aciz olduğu ortaya çıkıyor.

    bunun yanında film'de bir sahne var ki şahane...serinin diğer filmlerinde görmüştük, "bir xenomorph'un doğumu başka bir ölümü gerektirir".bu, alien'da da, aliens'ta da vardı.aliens 3'te ise xenomorph'un öküzün içinden çıkışı yani doğumuyla, düşmüş olan eev'de ölen hicks ve newt'ın yakılması peşpeşe sahnelerde verilmiş.sanki david fincher, "bir doğum başka bir ölümü gerektirir, fakat bakın zaten ölüm ve doğum birbirine o kadar uzak değil" demiş.
    --- spoiler ---
  • eğer o dönemde çekilmemiş olsaydı, bugün, "ulan david fincher bir alien çekse ne biçim olurdu düşünsene, şöyle karanlık" falan diye geyiğini çevireceğimiz bir iş olurdu. aliens'la birlikte tempoyu tavan yapan bir serinin "yeni filmi" olması büyük dezavantajdı. halbuki, belki de ilk filmin atmosferini yakalamaya çalışan yegane alien filmi diyebiliriz. ancak tabii cameron sağolsun, ikinci filmden sonra artık kimsenin öyle gerilimli bekleyişlere, karanlık koridorlara, bilinmeyene falan sabrı kalmamıştı, aksiyoon!

    ha, film iyi midir, kötü müdür, orası tartışılır. theatrical version'dan uzak durun bir kere, fikir edinmek istiyorsanız muhakkak special edition'ı izleyin. hoş, quadrilogy seti olanlar bilirler (bu arada tavsiye de edeyim, muhteşem bir settir kendileri), bonus diskte fincher sadece fotoğraflarıyla yer almaktadır, çünkü yapımı kabul etmemektedir. special edition denilen versiyon da, yapımcılar tarafından fincher'ın ilk başta düşündüğü vizyona en yakın kurgu olacağı düşüncesiyle yaratılmıştır (muhtemelen setin satışlarını da arttırsın diye), yönetmenin bu versiyonun oluşmasına somut bir katkısı yok yani.

    filme gelirsek, böylesi korku gerilim türünün başyapıtı olmuş bir ilk filmin ardından o başarının tekrarlanamayacağı, ancak janr (bkz: genre) olarak başka bir mecraya kayıldığında (tıpkı ikinci film gibi) bir şansınızın olabileceği açıkça görülmektedir. bu saatten sonra alien temalı komedi filmi de yapamazlar artık; ne de olsa bir gerilim, bir aksiyon, bir yine gerilim, bir fransız (bkz: fransız sinemasını tür olarak görmek) ve avp'ler nezdinde birer de aksiyon-gençlik filmi ortaya koymuş bu evren, tahminimce çok baba bir isim el atmadığı sürece tarihin tozlu sayfalarına gömülmüştür artık. hakkınızı helal edin.
  • karanlık, kısmen gotik atmosferi, insanı kendisine hapseden yağlı ve pis mekanları, galaksinin bir köşesinde unutulmuş hastalıklı karakterleri ile ilk filmin ardından serinin en sevdiğim ikinci filmi. kesinlikle kötü bir yapım değil. zaten hiç bir ailen filmi, serinin ikincisi kadar kötü olamaz nazarımda. bu üçüncü film, st anger ardından gelen death magnetic gibi imdada yetişiyor.
  • kanimca, serinin en gotik filmidir. david fincher'in de karanlik tarzi bu filmde ciddi sekilde hissedilir. spirutuel yani da agir basan alien 3 bence basarili bir filmdir. sanssizligi bir seri filminin icinde yer almasidir. seven ve nefret eden insan sayisinin neredeyse esit olmasi, etkili bir film oldugunu gosterir.
hesabın var mı? giriş yap