insomnia

• yahut türlü çeşit uyku bozuklukları. derin iç çekiş; saliselik ölüm -apne- durdu nefesin; kaç defa öldün de dirildin; değdi mi, dünya güzel mi; sorularınla yavaş çekimde düştüğün ve hızlı çekimde çıkamadığın kuyular, panik atak; kuyuya atılan ipin ucundaki kibir; hangi ara deftere kaydettiğini bilmediğin görülmemiş hesaplar; elle tutulur korku; aniden çarptığın duvar; yapmam dediği halde yapanlar; gidenler ve dünyayı yaksan kalanlar; ah minel garaib; yaka iğnesi gibi iç sıkıntısı, iğnesi kırık batıyor üstelik; olamadığın pek çok şey, oldurmuş gibi yaptıkların daha beter; seni hep sadece bir parçanla bilenler -sakin, heyecanlı, iyimser, kötümser, mesafeli, zarif…- ve yanıbaşında olup hiç bilmeyenler; omzuna dokunan küçük el; gözünün önüne düşen bir tebessüm; zihninde aniden çalan şarkı; hayalindeki uzun yollar, araya karışsın istediğin o yunan radyosu; gideceğin yere varmak değil niyetin, yolda olmak ama illa varacaksak yasemin koksa ya her yer; dallarında fener gibi çiçeklerin açtığı ağaçlarla bezeli sokaklar, o sokaklar ki asla denize çıkmayacaklar; ben buraya aitmişim illüzyonu, ağlamamak için nedenin de kalmadı; ne çok kendini kandırmaklar ne çok; unutmamak laneti; unutamadığın o cümle, o gün, tam o saat.
  ancak uyku geldiğinde olmayacaklar. varlarsa insomnia.