hesabın var mı? giriş yap

  • bardakların, şişelerin filan altı dümdüz olmaz, içine doğru hafif bir oyuk olur ya hani. neden? çünkü dümdüz olsa en ufak bir potluk, üretimdeki bir kusur vs bardağın masadaki sağlam duruşunu bozar. bundan kelli risk almamak için sadece incecik bir alan ile tutunur yüzeye. bence çok da süper bilgi işte.

  • şimdi, olayı aynen aktarıyorum. aktarıyorum ve yorum yapmadan vicdanınıza bırakıyorum.
    -maden işçisine kazadan aylarca önce mikrofon uzatılıyor, madende çalışmanın nasıl olduğu ve neden madende çalıştığı soruluyor.
    +ben ekerdim. ekebileceğim toprak varsa kendime, yoksa başkalarına günlüğüne çalışırdım. tarım ölür oldu. satamaz, ekemez olduk. bende burada, madende çalışmaya başladım.
    -korkmuyor musun?
    +vallahi korkuyorum. korkuyorum ama ellerinden öper 3 tane çocuğum var. bakmak zorundayım, borcum var. hiç kimse güle oynaya madene inmez ama mecburuz, iniyoruz.
    -peki burada kim suçlu? topraklar mı verimsiz, ürün mü yetersiz, nedir olan?
    +bu hükümetin allah belasını vers..
    -lütfen kayıt alıyoruz.
    +"ne deyim abi, mahvettiler bizi."

    bu röportajın yapıldığı adamın ismi, o listede var. önce çalıştığı işten, toprağından oldu, şimdi de canından... cümleni ben bitireyim, bu hükümetin allah belasını versin... yorum sizin.

  • ankara'da da egolu versiyonu mevcuttur. cok garip bir jest yeri ve yontemi. mesela benim nice arkadasim var, lan 2 lira borc ver desen vermeyecek tipler ego basinca para almiyorlar. sosyoloji icin bir tez konusu bence.

  • jon snow ile ortak bir noktamızın olduğu dizi.

    ikimiz de hiçbir şey bilmiyoruz amk. ulan bu diziyi ben de izliyorum insanlar bu kadar çıkarımı nasıl yapıyor? hadi jon snow rol icabı hiçbir şey bilmiyor. ben niye bilmiyorum? sebebi neydi ki?

  • 1979'da ilk star wars filminin gösterime girmesini beklerken ne kadar heyecanlı idiysem şimdi de o kadar heyecanlıyım. film nasıl çıkarsa çıksın şu heyecanı yaşamaya değecek.

    edit: arkadaşlar, mesajlardan anladığım kadarıyla bir kısmınız 70'leri taş devri filan sanıyor. tabii ki böyle önemli filmlerin haberi çok önceden yayılıyordu. hele o zamanlar filmlerin türkiye'de genellikle 2 sene gecikmeyle gösterime girdiği düşünülürse önceden bilmemiz kadar normal bir şey yok. ayrıca amca babanızdır.

  • düz adam cikarimi yapacagim simdi. kore yapimi olan ve globalde cok ses getiren bir diger yapip parazit filmiydi. iki yapimin da ortak konusu fakirlikten kirilan insanlarin zengin olma cabasi diyebiliriz. buradan yola cikarak korede ciddi bir gelir adaletsizligi oldugu cikarimi yapabilir miyiz?

  • birkaç zaman bisiklet kullanmış biri olarak bu işlerden hiç anlamayan ancak yine de bisiklet almak isteyenlere yönelik vereceğim tavsiyelerdir.

    1. bisiklet tipine karar vermek: bisikletler tek tip değildir. nerede ve ne amaçla kullanacağınıza bağlı olarak farklı tipleri vardır. dağ bisikleti, yol bisikleti, şehir bisikleti, katlanır bisiklet gibi. yapmanız gereken ilk iş bisikleti ne amaçla kullanacağınıza karar vermek. çünkü ona göre bu tiplerden birini seçeceksiniz. eğer maksadınız işe gidip gelmek, hafta sonları sahillerde ve patikalar içeren yollarda kullanmaksa hibrit dediğimiz yol bisikleti dağ bisikleti ortasındaki modellere yönelmeniz iyi olur. örnek modeller olarak carraro sportive 220,225,327... hibrit modeller hem asfalt üzerinde hem de patika yollarda sürmenize olanak tanır. kullanım alanı bu anlamda daha geniştir.
    dağ bisikletleri ise adı üzerinde, tarife ihtiyaç yok. engebeli arazide işinize çok yarar. dağ bisikletlerinin genellikle bizim aynakol dediğimiz ön dişlileri hibrit bisikletlere göre daha küçüktür. bu da pedallarının daha hafif olmasına olanak tanır. sonuçta dağda bayırda yokuş çıkarken pedalların hafif olmasına ihtiyaç duyacaksınız.
    yol bisikletleri ise genellikle tekerleri çok ince olan ve kendine özgü bir kadro yapısıyla kullanırken sizi oldukça eğen hız odaklı bisikletlerdir. asfalt üzerinde kullanmaya uygundur. bazen hafif patikalara da sokarsınız ama engebeli arazide pek işinize yaramaz.

    ağırlıklı olarak şehir içinde kullanacaksanız hibrit modelleri tercih edin. sağlam olsun dağ bisikleti olsun derseniz şehir içinde daha çok efor sarfetmek zorunda kalırsınız. kısa vadede bisikletten soğuyabilirsiniz.

    2. bütçeye karar vermek: kullanım amacınızı ve bisiklet tipinizi belirledikten sonra aşağı yukarı bütçenize karar verin. ben daha çok hibrit bisikletlere aşina olduğum için şunu söyleyebilirim ki giriş seviyesi bir gezi/tur bisikleti almak isterseniz 4000-5500 lira gibi bir miktar yeterli olur. ama buna ekstra alacağınız kask, gözlük, ışık gibi ekipmanları dahil etmiyorum.

    3. kadro boyunuza karar vermek: bir bisiklete oturduğunuz zaman kendinizi anlık olarak iyi hissetmeniz o bisikletin size uygun olduğu anlamına gelmez. bisikletin ana gövdesini oluşturan alüminyum (bazen çelik, karbon da olur) parçaya kadro deriz. bu kadroların her birinin farklı açıları ve boyları bulunur. bindiğiniz bisiklet üzerinde uzun saatler geçireceğiniz için boyunuza posunuza uygun bir kadro boyu seçmelisiniz. örneğin seleye oturduğunuzda, pedalı yere en yakın şekilde konumlandırdığınızda bacağınızın neredeyse düz olması gerekir. bunu anlamanın en iyi yolu bisikletçileri gezip bisikletlere binerek deneme yapmaktır. ha paranız çoksa şunu araştırın: (bkz: bike fitting)

    4. vites konusu: ben yine bir şehir bisikleti alacağınızı varsayarak yazıyorum. vites sayısının çok olması size kullanım kolaylığı ve çeşitliliği sağlar. yokuş çıkarken pedalların çok hafif dönmesini istersiniz değil mi? işte bunun için örneğin 21 vitesli bir bisiklet işinizi zorlaştırabilir. yanınızda 27 vitesli bir bisikleti olan arkadaşınızın rahat çıktığı yerlerde siz pedalınızı çeviremeyebilirsiniz bile. buna sebep olan şey aynakol dediğimiz ön dişlinin ve ruble dediğimiz arka dişlinin üzerindeki yaprak ve diş sayısıdır. ruble büyüdükçe, aynakol küçüldükçe pedallarınız daha rahat döner. 21 vitesli bir bisiklet alırsanız büyük olasılık rublenizdeki en büyük yaprak 28 dişe sahip olacaktır. siz bu rubleyi söktürüp yerine en büyük yaprağında 34 diş bulunan bir ruble de taktırabilirsiniz. böyle modifikasyonlar mümkün bisiklette. ama masraf tabi. benim önerim 27-30 vitesli bir bisiklet almanız. 21-24 vitesler işinizi biraz zorlaştırabilir.

    vites demişken vites ve aktarıcı setlerinin kalitesine de değinelim. gidonda vites değiştirmek için kullandığınız kollar ve önde arkada bulunan aktarıcıların tamamına vites grubu diyelim. bu setlerde shimano ve sram gibi başat markalar bulunur. ben shimano grubuna aşina biri olarak size şu kadarını söyleyeyim. shimano tourney denen set kalite anlamında son sırada yer alır. alacağınız bisikletin vites grubunun tourney'den bir veya iki model yukarı olmasına özen gösterin. acera, altus, deore gibi modelleri araştırın. sram markasını pek bilmiyorum.

    5. fren konusu: v fren ve hidrolik fren ifadelerini çok duyacaksınız. v fren dediğimiz şey kabaca fren kolunu çektiğinizde iki tane pabucun jantı sıkıştırarak yavaşlattığı sisteme verilen addır. ilkel ve ucuzdur. kendi başınıza dahi tamir edebileceğiniz kolaylıktadır. hidrolik fren ise fren kolunu çektiğinizde fren kablosunun içindeki hidrolik yağının iki tane balatanın tekere bağlı bir diski sıkıştırarak yavaşlattığı sistemdir. hidrolik disk fren daha pahalıdır ancak daha yumuşaktır ve etkili frenleme sağlar. örneğin v frenin ıslak zemindeki performans kaybını hidrolik frende yaşamazsınız. bakımı biraz daha maliyetlidir ve v fren sistemine göre ağırdır. bu ikisi arasındaki ayrım android - ios ayrımına benzer. herkes birini sever. siz de deneyin ve karar verin. ben kendim bir v fen kullanıcısı olarak ize hidrolik disk frenli bir bisiklet öneririm.

    6. ekipman konusu: bisikleti büyük olasılık çıplak vaziyette alacaksınız. onu çıplak kullanmak sadece kısa mesafelerde kolaydır. almanızın önemli olduğu bazı ekipmanları mutlaka alın. kask, gözlük, bagaj, sele ya da kadro çantası, yedek iç lastik, pompa mutlaka alın. benim önerim bir adet gidon yükseltme aparatı ve tur amaçlı kullanacaksanız kelebek gidon da almanızdır.

    7. lastik konusu: yere temas eden dış lastiklerin ücreti araba lastikleri ile yarışır. bu lastiklerin zırhlı dediğimiz türleri patlamaya çok dayanıklı olur. bunlardan edinmeye çalışın. lastiğin kalınlığı konusunda ise dağ bisikleti alıyorsanız kalın, yol bisikleti alıyorsanız ince lastikleriniz olacak. şehir bisikleti alıyorsanız ikisinin ortası olacak. lastik kalitesi önemli. örneğin bir dağ bisikleti olan salcano ng650 modelinin üzerinde continental lastikler geliyordu ben bisiklet bakarken. iyi şeyler bunlar.

    8. maşa konusu: bisikletin ön tekeri ile kadroyu birbirine bağlayan çatallı yapıya maşa denir. şimdi genelde dağ bisikletlerinde bu maşalar amortisörlü olur. çünkü dağ bayırda engebeli yollarda yerden gelecek darbeleri sönümlemek gerekir ki sarsılmayasınız. aksine yol bisiklerinde düz bir maşa bulunur çünkü asfalt üzerinde süreceksiniz zaten. hibrit modellerde ise bazılarında düz, bazılarında yaylı maşa görürsünüz. yaylı maşalar pedala uyguladığınız kuvvetin bir kısmını tekerlere ulaşmadan sönümler. bu nedenle genelde düz zeminlerde kullanacaksanız yaylı maşalardan uzak durun. bu maşaların yaylanmasını engelleyecek kilitleri de vardır ama hibrit modellerde benim önerim düz maşa tercih etmeniz.

    9. sele konusu: uzun kullanımlarda bisikletinizin koltuğu poponuzu çok ağrıtır. burası paraya kıymanızı önereceğim nokta. şehir bisikleti alacaksanız brooks b17 gibi bir model pahalı ama güzeldir, yormaz sizi. şu sıralar iki bin lirayı geçik sanırım. ama parasına değen şeyler arasındadır. bu marka aklınıza yatmıyorsa alternatif güzel seleler de bulabilirsiniz.

    10. jant konusu: jantlar, jantlardaki o gözünüze önemsiz görünen teller bisikletinizin tekerinin sekiz çizmemesi için çok önemlidir arkadaşlar. jantlarınız sağlam olsun da olur olmaz tel kırmasın. teller kırıldığında jantlarınızın ayarı bozulur ve düz dönmemeye başlar. bu da sürüşünüzü etkiler.

    edit: bir iki ufak ekleme yaptım. yine devam ederim.