hesabın var mı? giriş yap

  • 1729'da bir alman prensinin kizi olarak sophie ismiyle dünyaya gelmis, carice elisabeth'in yegeni peter icin yaptigi cöpcatanlik sonucu rusya'ya gelerek hayati degismistir. daha 16 yasinda iken tahtin varisi petro ile evlenen sophie ortodoksluga gecerek adini da katharina olarak degistirir. bu göstermelik evlilik haliyle fazla yürümememis, cevresiyle entrika düzenleyebilecek kadar rusca ögrenen katharina 1762'de ücüncü petro saniyla tahta gecen ve ayni genc osman gibi orduyu islah etmek istediginden ve de asiri alman hayranligindan dolayi cok düsman edinen cari daha ayni yil devirip öldürterek kendi egemenligini kurmustur. köklerini unutmadigini 1764'de alman köylülerine volga boyunda toprak dagitarak gösteren katharina daha sonra, üzerine dünyanin en iyi filmlerinden biri sayilacak bir film de cekilen bir rus firkateynine ismini verecek olan prens potemkin ile ihtirasli bir ask iliskisi yasamis, o cephede iken de ihtiras derecesi daha düsük sevgililerle idare etmistir. voltaire ve diderot ile mektuplasarak aydinlanma düsüncesiyle de icli disli olan, fakat arkasini saglama almak istediginden rus köylülerinin köle olma durumuna hic dokunmayan ve rusya'nin topraklarini hemen hemen bugünkü düzeyine getirdiginden ruslarca büyük sifatiyla sereflendirilmis bu alman kökenli rus carinin kuzu postuna bürünmüs kurt mu, yoksa tam tersi mi oldugu tartismasi rusya'da tüm hararetiyle sürerken, almanlar da rusya'ya bir kizimizi gönderdik, ruslari adam etti diye böbürlenmektedir. kirim'i osmanlilardan alan ve hasta adam terimini dünya siyasi terminolojisine kazandiran katharina 1796 yilinda ölmüstür.

  • universiteyi kazandigimiz ilk sene okuduguz sehirde* hemen ev aramaya baslamistik haril haril o sokak bu sokak ev ararken bi emlakci abiyle karsilastik adamin halinden belliydi dolandirici oldugu (zaten daha sonra emniyet ve bir cok mafia tarafindan aranir bir abi olmustur kendisi).

    -gencler elimde bi ev var bi oda bi salon!merkezde 80 milyon kirasi var*
    -aa abi super hemen bakalim!
    -ama anahtar bende deil tarif ediim siz gidin disardan gorun isterseniz?
    -olur olur tarif et sen!
    (ev bulunur bir hanın en ust katı merdivenlerden kapatilarak ev yapilmistir)

    -olm manyak yerde la bu ev!
    -abi ben bu terasi gordum yaa yeter bana! terasa bak offf, ordek fln besleriz olm keser yeriz ahahah
    -ulan du olm bu evin ici nasil acaba yaa nasil yok anahtar adamda anlamadim!*
    -olm tutalim bu evi biz, cok pis ortam yapariz, karilar fln terasta allaaaa!
    -abi tutalim
    -ulan tutalim yaa

    (emlakciya geri gidilir )
    -arkadaslar bi ufak depozitosu var ama o evin!
    -ne kadar abi?
    -250 milyon
    -ıghhh oha be abi fazla deil mi?
    -isinize gelirse!
    -tamam abi sen bakma arkadasa, tutuoruz evi.

    (anahtar falanca kisiden gidilir alinir ve eve girilir. ev toplasan 50 metre kare biseydir ama yeterli gorunur gozumuze)
    (guzel bir is cikarmanin keyfiyle terasta iki arkadas konusuyoruz)
    -abi terasaa bak beee!ulan ordek alalim ciddi soluom bak!ahaha
    -olm odalar fln da guzel yaa ii etmisiz evi tutmakla! yaz gelsin abi suraya bi cekyat bi mangal aliriz gece han bizim olum okuz soksak kimse duymaz. allaaaa!! ahahah*

    (o sirada 3. ark gelir telasli ve korkmus bi sekilde)
    -lan abi ben evde tuvalet ve banyo yu bulamiorum yaa? bi baksaniza siz!
    -ahahahaha hadi leeenn!
    -yok abi cidden bulamadim baska bi oda mi var lan goremioz?
    -du abi nasil olur?
    -abi kapi fln olmasin odalarda gecilen fln iice bakin!!!*
    -...
    -...
    -...

    (evet evde banyo ve tuvalet yoktur ne yazik ki)
    -alo emlakci abi bu evin banyosu tuvaleti yok! sen bizi kazikladin
    -ee ben size var demedim ki bi oda bi salon ev dedim. alla alla
    -abi biz cikaz bu evden
    -tamam cikin siz bilirsiniz depozito yanar ama soliim!
    -abi a..na goim senin!
    -lan kufretme!!! cikmasaydiniz lan sizde alla alla. yiyosa al parayi!
    -peki abi*.
    (o evde bi ay kalinir o sirada butun cami tuvaletcileri ve hamanciyla ahbab olunur. )

  • iş arkadaşımın kızının (7. sinif) matematik dersi için verilen ev ödevindeki soru başlıklardan biri.. gereksiz bir ayrıntı lakin birbirinden ilginç 50 soru başlık vardı bu araştırma ödevinde...

    neyse köprüye döneyim ;

    1940 yılında abd’nin tacoma şehrinde inşa edilmiş ve açılıştan dört ay sonra aynı yıl içinde göçmüş. göçme anı görüntüleri köprüye büyük bir ilgi ve ün kazandırmış.

    zamanın mevcut bilgileri altında çökmemesi gereken köprünün çökmesi mühendislik bilgilerinin güncellenmesi adına da büyük bir ders olmuş.

    tamamlandığında dünyanın üçüncü büyük açıklıklı asma köprüsüymüş. ayaklar arası orta açıklık 853 m olmasına karşın genişliği sadece 11.9 m imiş... açılıştan kısa süre sonra, çok hafif rüzgârda bile (6-9 km/saat), sağa-sola ve yukarı-aşağı salınım yaptığı gözlenmiş. bu nedenle halk köprüye “galloping gertie” adını takmış.

    07 kasım 1940, çok da kuvvetli esmeyen (yaklaşık 67 km/saat) rüzgârlı bir günde rezonansa gelerek yıkılmış. projesine göre 140 km/saat rüzgara dayanıklı olmalıymış. rüzgârın etkisiyle köprü önce 0.6 hz frekansla 0.5 m yukarı-aşağı salınım yapmaya başlamış. ardından 0.2 hz lik dönme (burulma) salınımı başlamış. salınım sırasında sol kenar sağ kenara nazaran 8.5 m yukarıda ve aşağıda yer alıyormuş. düzgün esen rüzgâr sonucunda giderek şiddetlenen salınımların frekansı köprünün öz frekansı ile çakışmış, köprü çökmüş. köprü çökme öncesi trafiğe
    kapatıldığından, köprü üzerindeki arabada bulunan bir köpek dışında, can kaybı olmamış.

    http://www.youtube.com/watch?v=j-zczjxsxnw

  • hakikaten irice bir yürek gerektiren eylem. bundan tiksinen adamın sevgiden ne anladığını merak ediyorum açıkçası. kadın olsun, erkek olsun fark etmez.

    bir yıl sonra: başlık başa kalmış... işbu entry uçup gidene cevab idi.

  • sonuçtan bağımsız olarak şunu söylemek lazım, fatih gemileri karadan yürütme emrini verdiğinde baya bi adam "yok uçuralım amk" demiştir.

  • 30 yaşında bir mimar arkadaş var. hem arkadaşım hem de iş yaptığım bir insan. bana 3 ay önce mimari bir proje gönderdi. statik proje çizdim buna istinaden. 2 hafta sonra projesini revize etti, ben de değiştirmek zorunda kaldım. sonra bir daha, bir daha. kızdım kendisine içten içe baştan yaptığı işi değiştirip beni uğraştırıyor diye. ama sonuçta müşterim, bunun için bana para ödüyor.

    1 ay önce yeniden konuştuk. bir iki güne dönecem, belediyeden ruhsat çıkar, sana haber veririm dedi. 3 hafta önce mesaj attım dönmedi. 2 hafta önce mesaj attım dönmedi. ben de daha aramadım, mesaj da atmadım. ama çok kızdım kendisine, iş bitip para ödeme zamanı gelince cevap vermiyor diye.

    3 saat önce öğrendim.belediyede bizim projeyi onaylatmaya çalışırken virüs kapmış. 1 hafta mücadele etmiş yoğun bakımda. ölmüş. ciğerim yandı. çok zor bir duygu. çok gençti. çok erkendi.

    şimdi o projeye ruhsat çıkacak. o bina yükselecek. ama kimse bilmeyecek mimarın biri, hayatının baharında o projeyi onaylatma çalışırken ölüp gitti. insanlar yaşayacak o binada. arkadaşım çürüyecek.

  • yaklaşık ışık hızını evinizde kolayca ölçebileceğiniz gerçeği. üstelik bunu çikolata ile yapabilirsiniz. evet yanlış duymadınız, çikolata ile ışık hızını hespalayabilirsiniz.

    ışık hızı nedir?

    kusursuz vakum ortamında, ışığın birim zamanda aldığı birim mesafedir. yani, ışığı oluşturan fotonların 1 saniyede 299.792.458 metre gitmesi olayıdır.

    ışık hızı nasıl evde hesaplanabilir?

    bize bir adet dikdörtgen çikolata, bir adet cetvel ve bir adet mikrodalga gerekiyor.

    şu adımları izleyelim;

    1) mikrodalganın içerisinde dönen aparatı çıkart.
    2) çikolatayı sabit bir şekilde mikrodalganın içerisine koy.
    3) mikrodalgayı son güçte çalıştır.
    4) çikolatayı gözlemle ve tam bölgesel olarak eridiği anda mikrodalgayı durdur. (45-60 saniye içerisinde)
    5) çikolatayı çıkart ve en yakın iki erimiş olan bölgenin arasındaki mesafeyi ölç. bir kenara metre cinsinden not et ve 2 ile çarp.
    6) mikrodalganın arkasını çevir. etiketinde mhz cinsinden cihaza özel frekansı verilir. bir kenara not al. yanına 6 sıfır koy. (1 mhz = 1.000.000 hz)
    7) 5. adımda bulduğun değer ile 6. adımdaki değeri çarpınca ışık hızını hemen hemen yakın şekilde m\s cinsinden buluyorsun.

    peki nasıl oldu?

    aslında çok basit. ışık = frekans x dalga boyu formülünde 5. adımda dalga boyunu, 6. adımda da cihazın frekansını bulduk ve çarpınca ışık hızını elde ettik. mikrodalgadan çıkan ve bizim göremediğimiz enerjinin şekli aslında şu şekildedir. buradaki tepe noktaları, enerjinin en yüksek olduğu yeri temsil eder. yani çikolatadaki ilk erime bölgesi bizim için enerjinin maksimum olduğu bölgedir. bu tepe noktasını ölçtük ve 2 ile çarptık. çünkü iki tepe noktası, bir dalga boyuna eşit oluyor.

    vakum altında olmadığı ve çok hassas ölçüm yapamadığımız için genelde bu işlemler sonrasında ışık hızını 295.000.000 m\s buluruz. peki vakum altında hassas olarak ölçülen ışık hızımız neydi? "299.792.458 m\s"

    bir çikolata ve bir cetvelle ölçülmüş ışık hızında, 5 milyon metrenin de aramızda lafı olmayı versin yahu! *

    marşmelov ile yapılmış bir deneyin videosunu buradan izleyebilirsiniz.

  • insanlar hipnotize olmuş gibiler, yaşananları kimse ciddiye almıyor. televizyonlardan şeriat marşları okunuyor, dünyaya kılıç sallanıyor. cumhuriyetin kurucularına hakaretler, bütün komşularla savaş pozisyonuna geçmeler, tarihler üzerinden verilen sembolik göndermeler... baroları böldüler, daha bu sabah sansür yasası kabul edildi. kadın cinayetleri, köpek tecavüzleri... böyle onlarca skandal. birkaç günde yaşanılanlar bunlar.

    anlayamıyorum, bu derin şok halini ve insanların tepkisizliğini anlayamıyorum.

    muhalefet aynı şeyi geveleyip duruyor: anketlerde oyları düştüğü için bunları yapıyorlar. so what? umut bağlanılan seçimin tarihi de 2023, üç yıl sonra... ulan üç ay içinde yapılanları şuraya yazsak üç yıl içinde yapılabilecekler dudağımızı uçuklatır. o derece çıldırmış gibiler.

    nedir bu şok hali, bu duyarsızlık, bu vurdumduymazlık? bu kayıtsızlık nedir? seçimlerse mesele, gerçekleşeceğinin garantisini “yüzde 100” kim veriyor? yahu ne oluyor, neden herkes bu kadar rahat ve bir bildiği varmış gibi davranıyor? ki varsa söyleyin de endişelerimiz dinsin, yüreğimiz hafiflesin.