hesabın var mı? giriş yap

  • insanlari bir seye inandirmanin ne kadar kolay oldugu...
    "o pity pity, care'em all so pity, tear is the last thing, gymnastic."mis.
    lan bir kisi uydurup saliyor twitter'a, retweet retweet sonra herkes inaniyor.
    google'da aratiyorsun, bu iddia ve turevlerinden baska bir sey cikmiyor.

    ha bir de, twitter'dan, facebook'tan alip buraya koyuyorsunuz ya; ve sanki kendi urununuz gibi sunuyorsunuz ya; ha iste ona intihal diyorlar. haberiniz olsun.

  • osmanlı döneminde kasaplık işi ile uğraşanların, sürekli can almaları nedeniyle içlerindeki merhamet duygusunun kaybolmaması için 6 ay kasaplık yaptıktan sonra 1 ay bahçıvanlık yapmak zorunda olmaları.

    böylece sürekli can almaya ve sürekli kan görmeye alışan çalışanların, belirli bir süre canlı yetiştirerek içlerindeki öldürme güdüsünü köreltmek ve insani güzelliklerinin kaybolmaması hedeflenmiş.

    kaynak soranlar icin not: bu konuyu radyoda duydum. osmanlı ile ilgili bir dizinin senaristinin konuk olduğu bir programda bahsettiler. duyduğumda epey beğendim. ertesi gün google'dan aratınca pek çok yazıda bu konunun geçtiğini görünce paylaşmak istedim.

  • 60 kişinin göbek deliklerinden alınan numunelerde 2368 çeşit bakteriye rastlanmış ve bunların 1458 çeşidi daha önce bilinmeyen bakterilermiş.

    deneklerin birinden alınan numunede bulunan bir bakteri daha önce sadece japonya'da bir çeşit toprakta görülmüş ve bu amca japonya'ya hiç gitmemiş.

    denek denemeye dilimin varmadığı, birkaç senedir yıkanmayan bir herifteki bakteriye ise kutuplardaki buz tabakalarında ve okyanusların derinliklerinde bulunan hidrotermal bacalarda rastlanıyormuş (ben bunun karısına acırım).

    bundan sonra oradaki pamukları temizledikten sonra elinizi yıkar mısınız yakar mısınız, orası size kalmış.

    kaynak

  • doğru beyandır.

    devlet parası ile alındıktan sonra herkes binebilir. önemli olan alın teri ve emek ile alabilmek.

    devlet bize araba aldı da biz mi binmedik ?

  • finansal olarak en berbat tercihlerden biri.

    niye? kredi çekerek başka şeyler yapmaktan ne farkı var:

    1. kredi çekip ev, arsa alırsanız... bunlar zaman içinde değerlenen varlıklardır. ödediğiniz faiz, sermaye ve rant getirisi ile beraber düşünüldüğünde önemsiz kalır.

    2. kredi çekip iş kurarsanız... benzer şekilde, işin getirisi ile faiz karşılanabilir.

    ama... yurtdışı gezisi, iphone 8slx veya dodge viper almak için kredi çekerseniz; bunlar finansta "değer kaybeden" varlıklardır ve ödediğiniz faiz bu değer kaybıyla birleşerek mali refahınızı rencide eder.

    özet: çook elzem değilse, araba veya diğer tüketim mallarını krediyle almayın. biriktirin, kendi paranızla alın.

    edit: 2021 sonrası "hiperenflasyon hedeflemesi" sebebiyle bu mantık geçersiz hale gelmiştir. kur zıplamasının öncesini yakalarsanız krediyle araba almak mantıklıdır.

  • tarkovsky "dünya mükemmel bir yer olmadığı için sanat vardır" der. ben de bu görüşe çoğunlukla katılırım.

    öte yandan sanatçı diye tabir ettiğimiz insanlar, sıradan insanlarda var olmayan türde bir duygusal derinliğe, hassaslığa ve bu özellikleri yansıtabilme becerilerine sahiplerdir. bir insan istese doktor, mühendis vs olabiliyorken sanatçı olamıyor mesela. sanat, sanki bir zorunluluk, başka bir çıkar yol bulamama hali gibi. sanatı hem üretenler hem de tüketenler için nedeni budur temelde. başka bir çareleri yoktur çünkü.

  • kibar feyzo filminde maho ağa’nın “ula şurda 141 142 başsınız, hepinizi ben besliyorum’ repliği 765 sayılı türk ceza kanununun (o dönemin) 141 ve 142. maddelerine bir göndermedir.

    madde 141/1. fıkra: sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü tesis etmeye veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmaya veya memleket içinde müesses iktisadi veya sosyal temel nizamlardan herhangi birini devirmeye matuf cemiyetleri her ne suret ve nam altında olursa olsun kurmaya tevessül edenler veya kuranlar veya bunların faaliyetlerini tanzim veya sevk ve idare edenler veya bu hususta yol gösterenler sekiz yıldan on beş yıla kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılırlar. bu kabil cemiyetlerin birkaçını veya hepsini sevk ve idare edenler hakkında ölüm cezası hükmolunur.

    madde 142/1. fıkra: sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü tesis etmeye veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmaya veya memleket içinde müesses iktisadi veya sosyal temel nizamlardan herhangi birini devirmek veya devlet siyasi ve hukuki nizamlarını topyekun yok etmek için her ne suretle olursa olsun propaganda yapan kimse beş yıldan on yıla kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır.

  • ben sana inşaat yapamazsın demedim, bu kafa ile gerçekten ulusal kaynak ve imkanlarla, halkın alabileceği bir araba yapamazsın dedim.

  • 12.04.2022 tarihinde gaziantep ili şehitkamil ilçesi anneler parkı mevkisinde 17 yaşında ehliyetsiz sürücünün dersaneden çıkan iki genç kıza yüksek hızda çarpmasıyla kızlarımızdan birisi olay yerinde hayatını kaybetti. diğer kızımız ise halen yoğun bakımda tedavi altındadır.

    yine gaziantep'te mehmet kaplan olayında olduğu gibi (bkz: 34 bay 376 cinayeti) ailenin yüksek nüfuzundan dolayı henüz yerel gazeteler dışında ulusal basına yayılmadı.

    amcası ak parti'den eski milletvekili ve şu an ilçe belediye başkanı, babası aynı ilçenin ticaret odası başkanı olarak görev yapmaktadır.

    ilgili yerel gazete haberi

  • borsa ile ilgili şöyle bi fıkra vardır bilenler bilir, son zamanlarda sanki içinde bulunduğumuz durumda biraz buna benziyor.

    kızılderililer sonbaharda yeni seçilen kabile büyücüsüne gitmiş ve kışın soğuk geçip geçmeyeceğini sormuşlar. modern dünyanın âdetleriyle yetişmiş genç büyücü eskilerin sırlarından bihabermiş ve kışın nasıl geçeceği konusunda hiçbir fikre sahip değilmiş. ne olur ne olmaz, işi sağlama alayım diye düşünen genç büyücü, kabile üyelerine soğuk bir kışa hazırlanmalarını salık vermiş. birkaç gün sonra aklına gelmiş ve meteoroloji müdürlüğü’ne telefon açmış ve soğuk bir kış bekleyip beklemediklerini sormuş. görüştüğü meteorolog ise kışın sahiden soğuk geçeceğini düşündüğünü söylemiş. bunu üzerine büyücü kabileyi toplamış ve daha fazla odun depolamalarını buyurmuş.

    aradan birkaç hafta geçmiş. büyücü meteorolojiyi bir kez daha aramış. meteorolog bu sefer, ‘çok soğuk bir kış olacağa benziyor’, demiş. büyücü bunun üzerine kabilesini yine toplamış ve bu sefer ormanda ne kadar yakacak odun, dal, kıymık, bulursa toplamasını söylemiş.

    yine birkaç hafta geçince büyücü meteoroloji işleri’ni bir kez daha aramış ve durumu sormuş. meteorolog bu kez çok heyecanlanmış. ‘gelmiş geçmiş kışların en soğuğu olacak, öyle görünüyor,’ demiş.

    büyücü, ‘ciddi misiniz?’ demiş ve eklemiş. ‘nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?’

    meteorolog bir an duraklamış ve ‘kızılderililer,’ demiş, ‘çılgınca odun topluyorlar