hesabın var mı? giriş yap

  • kendisi ile ayni ahlak anlayisini paylasmamak, hayatimin en onemli ovunc kaynaklarindan biri.

  • ilk hatalı çıkışını 27 ekim 1981 de yapan kaleci. hala da devam ediyor.

    geçen haftanın en beğenilen entry'leri zoraki editi: ulen bu listeye girsin diye yazmadım yukarıdaki şeyi. maç esnasında aklıma geldi, yazdım. hepsi bu. daha önce volkan için sözlükte veya twitter'da benzer espri yapıldıysa nereden bileyim ben? tamam anladık hakan arıkan için yapılmış daha önce bu espri sözlükte. hakan arıkan başlığını daha önce hatmediğim için tüm sözlük camiasından özür dilerim. ha bir de geçen haftanın en beğenilen entry'leri sonuçlarını her hafta okuyup ezberleyip aklımda tutamadığım için de ayrı bir özür dilerim. eşekliğime verin.

  • puan karşılığı para kazanma sistemine karşıymış. doğru, kendisi para karşılığı puan kazanma sistemini seviyor.

  • tarzı olanlardan.

    güntekin onay: hocam bjk çok sakatlık yaşıyo. ?????
    önder özen:bakın sakatlığın nedenleri belllidr. 1) antrenman programı yanlıştır. 2) futbolcu kendine bakmıyordur. 3) darbeye bağlı sakatlık. .........

    güntekin onay: slaben bilic'e öyle böyle diyolar. iyi teknik direktör değilmiş.
    önder özen:iyi bir teknik direktörün parametreleri bellidir 1) taktik2)teknik 3) team management 4) fizik. bakın bilic de bunların hepsi var.

    güntekin onay: hocam pilav böyle tane tane olmuyo neden?
    önder özen: bakın bunların nedeni bellidir. 1) osmancık pirinci değildir. 2) iyi kavurmamışsındır. 3) kesme şeker koymamışsındır..
    bunların hepsi bilic de var.
    vsvsvsvsv.....

  • abd-minesota'da, çılgın bilim adamlarımız yine işin suyunu çıkarmışlar efendim. dünyanın en sessiz odasını yapmışlar.

    peki sessizden kastımız nedir?

    insanın doğal olarak en sessiz kalabildiği ortamda bile 30-60 desibel arası ses bulunmaktadır. (misal florasandan çıkan ses, rüzgar sesi, pc harddisk sesi, hatta denizin dibine bile daldığınızda, 60 desibelden fazla ses duyabiliyorsunuz.) fakat bu oda tam -9 desibel şiddetinde! yani insanın sessizlik eşiğinin ortalama 3 katı düşük.

    1 desibel, en mükemmel insan kulağının işitebileceği en düşük ses seviyesidir. bu taraftan bakınca, -9 desibel, türümüze göre mutlak sessizlik demek.

    peki bu odada kalan insana ne oluyor? olay burada kopuyor.

    bahsettiğim gibi, bu odanın içerisi o kadar sessiz ki, damarlarınızda akan kanın sesini bile duymanız mümkün olabilmekte. bunun haricinde kalp atışınızı ve kulaklarınızın içerisindeki kemiklerin kendi doğalarından ötürü çıkardıkları sesleri de bu oda içerisinde net bir şekilde duyabilirsiniz.

    tüm hayatı boyunca belli bir seviye sese alışık olan beynimiz. ortama ayak uydurmak adına sanrılara başlıyor. yarım saatten sonra halüsinatif etkisi ortaya çıkıyor. ses ve görüntü olarak çıldırtıcı halüsinasyonlara neden oluyor.

    odada kalma rekoru, 45 dakika ile amerikalı bir gazetecide.

    -------------------------------------- ilgilisine ek bilgiler ---------------------------------------

    insan beyni bu kadar sessiz ortamlara adaptif değildir. insanın evrimi, belli düzeyde fon sesi olan ortamlarda olmuştur ve beynimiz de doğduğumuzdan sonra sürekli olarak sesli ortamlarda bulunmuştur. bulunduğumuz en sessiz odalarda bile belli başlı sesler bulunur ve beynimiz buna adapte olur. ancak bu odada, beynimiz ciddi sorunlar yaşar.

    çünkü odadaki sessizliğin bir noktadan sonra beynin çelişkili sinyaller üretmesine ve halüsinasyonlar görmeye başlamasına neden olduğu tespit edilmiştir. beyin, alışık olmadığı bu durumu düzeltmek için sanrılar görmeye başlamaktadır!

    not: -9 değeri 0'ın altında bir ses düzeyi demek değildir. bu, fiziksel olarak anlamsız olacaktır. -9 desibel, tanımladığımız referansın (insanın duyabileceği en düşük düzey olan 1 referans şiddet değerinin) yaklaşık 3 kat altında demektir.

    önemli ek bilgi edit: odanın içerisinde kesinlikle yankı bulunmuyor. odanın yapısından dolayı, ses belli seviyeye kadar emilip soğuruluyor.

    yani oda dışarıdan ses almadığı gibi, içerdeki sesi de yüksek ölçüde emiyor. yani ayağa kalkıp yürüdüğünüzde dahi ses duyamıyorsunuz.

    edindiğim bilgiye göre 45 dakika rekor sahibi gazeteci, ayakta 10 dakikadan fazla dayanılamayacağını söylüyor. kendisi bu süreyi büyük ölçüde sandalyede oturarak tamamlamış. çünkü hareketlerimizden hiç bir şekilde ses çıkmadığı için, beynimiz ortama ciddi manada yabancılaşıyormuş.

    edit video: (random nick'e teşekkürler): http://www.youtube.com/watch?v=lz4bh2rkqhm

    edit video 2: http://youtu.be/mxvgib3bzhi (honuuu'ya cok tesekkurler)

    haber linki: http://www.hurriyet.com.tr/…d-laboratuvari-40396646 dünyanın en sessiz odası: orfield laboratuvarı

  • akıldan şu düşünceleri geçirendir:

    -emeklidir.
    -işsizdir.
    -öğrencidir.
    -izindedir.
    -sporunu yapıp, kahvaltısını edip işe öyle gitmiyordur heralde.
    -kesin işsizdir.
    -hem benden geç işe gidip hem de daha çok kazanmıyordur di mi lan?
    -lütfen kazanmıyor olsun lan.
    -o da işten çok geç çıkıyordur kesin.

    neyse ki işe vardığınızda düşünecek daha iğrenç şeyleriniz olacak.

  • zico zamanında türk ligi yavaş. avrupada takımlar çok hızlı oynuyor. onları yenmenin tek yolu oyunu yavaşlatmak.
    biz yavaş oyunda ne yapacağımızı biliyoruz ama onlar bilmiyor demişti.
    sonuçta adam fenerbahçeyi ucl'de çeyrek finale taşıdı.

    harbi o adamı neden gönderdiniz.

  • eşim ile lise yıllarında ayrı düşmüştük. sürekli arardım onu ancak açmazdı telefonlarımı. gecelerden bir gece, telefonumu açmıştı biricik sevdiğim. o an yaptığım ilk şey harun kolçak'ın bendeniz ile söylediği "elimde değil" şarkısını dinletmekti.

    o geceden sonra hemen barışmadık tabiki. ama yıllar sonra o anı hatırladığımızda birbirimize bakar güleriz.

    çok büyük adamsın harun abi, çok.

  • erkeklerin yaklaşık %12 sinde görülen, infertilite (1 yıl boyunca düzenli korunmasız ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamama) nedeniyle başvuran erkeklerinse %25 inde görülen, açık ifadeyle yumurtalıkların çevresindeki damarların genişlemesi hastalığı. neden oluştuğu hakkında birden çok teori olmakla birlikte nasıl sperm kalitesini bozduğuyla ilgili de netleşmiş bir veri bulunmamaktadır.
    sıklıkla tek sol tarafta ya da daha nadiren çift taraflı olarak gördüğümüz için izole sağ taraftavarikoseli olan hastaları batın içi patolojiler açısındanaraştırmak gerekir.
    varikosel teşhisi konup da bu hastalığı araştıran arkadaşların merak ettiği asıl konu ameliyat olmalı mıyım, olursam kesin düzelir miyim?

    -olmazsa olmazımız fizik muayeneyle ve renkli doppler ultrasonla teşhis edilmiş bir varikoselimizin olması (fizik muayenede saptanmayıp ultrasonda çıkan varikosellere spermi bozmadıysa operasyon önermiyoruz.
    -sperm sayısı, hareket ve şeklini etkilemişse (spermin normalliğini dünya sağlık örgütünün normal spermiogram parametrelerine göre değerlendiriyoruz.)
    -sperm kalitesi gayet iyi fakat uzun zamandır ağrı kesicilere ve yaşam tarzı değişikliklerine rağmen geçmeyen yumurtalık ağrısında operasyon yapılabiliyor (ağrı nedeniyle yapılan ameliyatlarda ağrının geçme olasılığı yaklaşık yüzde 50!)
    -spermi normal fakat testis kıvamı yumuşamışsa ya da boyutu diğer tarafa göre azaldıysa operasyon gerekebilir

    -varikoseli var ama yukarıda bahsettiğim özelliklere sahip değilse çoğunlukla medikal tedavi ile takip öneriyoruz

    bunun haricinde adolesan varikosel dediğimiz hastalıkta birkaç kriter daha ekleniyor bu saydıklarıma. o ayrı bir yazı konusu.

    varikosele yaklaşım ülkeden ülkeye hekimden hekime değişebilen ve ameliyat gereklilik kriterleri açısından uzun yıllardır tartışılan bir konu.
    varikoseli olan herkes infertil olmayacağı gibi infertil herkeste de varikosel olacak diye bir kaide bulunmamakta.
    uzun zamandır geçmeyen ya da tekrarlayan yumurtalık ağrısı, yumurtalık kesesinde ele gelen yumuşak damarsı yapılar ya da 1 yıl boyunca düzenli korunmasız ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamama gibi şikayetiniz varsa bir üroloğa görünmenizde fayda var.

    konu uzun ve tartışmalı olduğu için sadece ameliyat kısmına ışık tutmaya çalıştım. eksik kalan yerler eminim vardır, danışmanız gereken birşey olursa çekinmeyin ;)

  • antakya 'ya annesini ziyaret etmeye gidip depremde enkaz altında kalan izmir tınaztepe hastanesinin beyin cerrahlarından dr. levent tosyalı 4 gündür enkazdan çıkarılamadı.
    hala yaşadığı ve enkazdan sesleri geldiği söyleniyor. adres:hatay /antakya /dereboy fevzi cakmak cad no:11 insel apartmanı migros 'un yanı kışlanın karşısı

    edit: çok sayıda mesaj geliyor. buradan toplu açıklama yapayım.
    arkadaşlar ben antakya 'da değilim. levent hoca 'nın yakınlarından aldığım bilgi ile bu başlığı açtım.
    birkaç saat öncesine kadar sesler geliyormuş. hala yaşadığını düşünüyoruz.
    enkazı kaldırmak için iş makinesine ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar.
    çok fazla zamanımız kalmadı maalesef.

    son edit: maalesef zamanında kurtarılamadı. birçok kişi çok uğraştı ama başarılı olamadık maalesef. çok üzgünüm.