hesabın var mı? giriş yap

  • olay 2 ağustosta malatya park avm vatan bilgisayar şubesinde meydana gelmiştir!

    serebral palsi rahatsızlığı olan bir arkadaşım . kendisi bir kamu kuruluşunda bilgi işlem bölümünde çalışıyor. vatan bilgisayarın malatya park şubesine navigasyon cihazı almak için gidip reyon görevlisinden cihazlarla ilgili bilgi almak istediğinde reyon görevlisinin alay içeren ("sen bunun ne işe yaradığını biliyor musun ki, sana ne? ne yapacaksın? neden soruyorsun?) ifadelerine maruz kalmış. başka bir görevliden yardım istediğinde de benzer durumla karşılaşmış. mağaza görevlisi ile görüşmek istemiş ancak görüştürülmemiş. isimlerini almak istediğini onları şikayet edeceğini söylediğinde ise isimlerini vermedikleri gibi hakaret içeren sözler sarfetmişler. olayı kızkardeşi ile paylaştıktan sonra mağaza yöneticisi ile görüşülüp gerekirse olay saatindeki kamera kayıtlarının incelenerek ilgili kişilerin tespit edilmesi talep edilmesine rağmen 1.5 aydır herhangi bir geri dönüş olmamıştır.
    doğum sırasında yaşadığı bir şansızlık yüzünden bir takım zorluklarla karşılaşan ama pes etmeyip mücadele eden, yıllar süren fizyoterapi ve çeşitli eğitimler sonucu kendi ayakları üzerinde durmayı başaran arkadaşımın tek isteği kendisinden özür dilenmesi. yaşadığı bu olayı başkalarının da yaşamaması için ilgili personelin gerekli dersi alması gerektiğini düşünüyorum!!!

    edt: #vatanbilgisayarözürdile

    mağaza müdürü
    açıklama olarak personel vatandaşı anlamadığı için cevap veremediğini vatandasında sinirlendiği olayın bu şekilde vuku bulduğunu , ilgili personelin yazılı savunması alındığını söylemiş.

    soru 1- personel engelli vatandaşa " sen neden soruyorsun ki? anlıyor musun bunlardan? dedi mi? demedi mi?

    soru 2- birinin konuşmasını anlamadıgında; anlamadım bir daha söyler misin dersin? yoksa sen bunlardan anlar mısın? neden soruyorsun mu dersin? bu cümle kuruldu mu kurulmadı mi? navigasyon cihazı ile ilgili bilgi istendiğinde reyon görevlisi sen anlar mısın? neden soruyorsun dedi mi? demedi mi? bunu sadece münferit olarak bir kişi mi söyledi yada diğer görevli de benzer tavrı sürdürdü mu?

    soru 3- vatan bilgisayar gibi bilişim sektöründe yer alan ve avm de magzası bulunan bir firmanın mağazasının her noktası güvenlik kamerasının kayıtları altındadır. tartışma anı kameralara mutlaka yansımıştır. olay kendi anlattıkları gibi ise kamera kayıtlarını vatandaş girdiği andan çıktığı ana kadar olan kısmı, hiçbir kesinti uygulamadan yayınlayabılırler mi?

    soru 4- vatan bilgisayarın tüm telefon konuşmaları kayıt altındadır. ılgılı aileye hangi gün ve saat kaçta konu ile ilgili dönüş yapılmış? ne söylenmiş? acaba böyle bir arama ya da geri dönüş yapılmamış mi? ben tekrar sormama rağmen böyle bir dönüşün yapılmadığı söyledi.

    soru 5- yazılı savunma sonrasında karar olarak ne verilmiş?

    bu soruların yanıtları yok. şuan firma savunma durumuna geçti. bu da güzel. en azından hata yaptıklarını anladılar. en az zararla durumu kurtarmaya calısyorlar. ama gerçeklerı carpıtmak yerine keşke evet malesef böyle bir olay yaşandı. ılgılıler cezalandırıldı diye bilseler. ya da hayır böyle birşey yaşanmadı. olaylar şu şekilde oldu? bu da kanıtı denilse.

  • "mevlana gibi benim de her lafa verilecek cevabım var.
    amma ve lakin; olay anında değilde gece yattığımda aklıma geliyor sinir oluyorum!:)"

  • bir kısım amerikalı vatandaşın ruslarla savaş, termonükleer felaket, zombi-virüs saldırısı gibi şeyler için alıp stokladığı ve hatta su geçirmez kutular ile bunları evlerinin yakınındaki nehir-göl gibi yerlere batırdığını gördüğüm yiyecek paketleri. televizyonda bunun için programları bile vardı. doomsday preppers diye. ve sonradan bu "prepper" lık olayını abartıp garajı cephaneliğe çevirmeye kadar işleri ilerletmişler.

    ancak üçüncü dünya savaşı gibi uçuk nedenler göz ardı edilirse bu yiyecek paketlerinin deprem gibi felaketlerde oldukça işe yarayacağı düşünülebilir. metal mataralar, mre ve dayanıklı kutular, ışık, güç ve ısı kaynakları gibi şeyler böyle felaketlerin ilk ve devam eden zorlu günlerinde insanın hayatını kurtarabilecek şeylerdir. ayrıca evde yangın tüpü bulunması da deprem sonrası çıkacak yangınlara karşı iyi bir tedbirdir. amerikalıların bu mre leri kıyamet günleri için saklaması, yani depremi filan düşünmemesini ise bizim sıkış tıkış apartmanlarda oturmamıza ve kendilerinin bahçeli ev üzerine kurulmuş amerikan rüyasında yaşamalarına bağlıyorum.

  • kimsenin oy vermediği ak parti iktidar, kimsenin seyretmediği recep ivedik gişe rekortmeni, kimsenin dinlemediği serdar ortaç ise albümü en çok satan şarkıcı. bırakın bu işleri... milletce lisedeki "ben calismadan 100 aldim" triplerindeyiz...

  • tamamen içgüdüsel bir davranıştır. oğlumdan biliyorum. ilk defa kremalı bisküvi yediğinde bunu yaptı. hayretler içinde kaldik. biz öğretmedik. nerden biliyor lan bunu.
    kendisine sorduk. neden öyle yiyorsun diye, yarım yamalak konuşması ile cevapladı velet.
    - e öyle yenir ki bu.

  • bu ülkede gerçekten insan hayatının hiç mi kıymeti yok dedirten olaydır. üç beş kişi mamadan zengin olacak diye şehrin ortasında survivor yaşıyoruz.

  • -akşam namazı kaç rekat?
    -abi bilmiyorum çocuklarım var benim nolur bırakın gideyim.
    -aferim, bilinemez zaten, devam et.

  • e ne yapalim? yillarca kaymagini yerken sesiniz cikmadi da simdi ayni sefaya devam edin diye halk olarak bir de sizin zararinizimi karsilayalim? ne guzel dunya oh valla. ticaret yap, kar ederken ses çıkarma ama zarar edince bindir halkin sırtına.