ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
galatasaray'dan nefret etme sebepleri
-
130 milyon dolarlık stad yaptırıp şampiyonluk kutlamasını saraçoğlunda yapmaları.
bülent ersoy'un canlı yayında osurması
-
devamında her osuranın yaptığı gibi bülent hanım'ın salağa yatmaya çalıştığı biyolojik felakettir. kendisi etrafa öyle masum masum bakmıştır ki ben izlerken kendimden şüphelendim acaba ben mi osurdum diye.
boji
-
köpek fobisi olan bir arkadaşım yıllar önce köpek görünce panikle yola atlamıştı ve araba çarptı. bir kaç ay yoğun bakımda yattı. şimdi fobisi olan biri durakta köpek üstüne doğru gelirken refleks olarak kaçmaya çalışıp raylara düşse ne olacak? hayvanların toplu taşıma araçlarına alınmasına karşı değilim ama en azından sahipli hayvanlar ağızlık ile alınmalı diye düşünüyorum.
spotify yüzünden radyoların batması
-
sırf müzik dinlemek için radyo programcılarının birbirinden saçma muhabbetlerine maruz kalmak istemeyen bizler, müzik uygulamalarını, hışırtısız, çekme problemi olmadan rahat rahat dinliyoruz.
karşımda bir şeyler anlatan birini dinlemek istersem de podcast açıyorum.
yeniliklere ayak uydurabilenler kazanıyor. ayrıca teknolojik gelişmeler ve değişen ihtiyaçlarla birlikte yok olan birçok meslek var, radyocular tek değil.
ekşi itiraf
-
dün "ne alıyorsan 2 katı" şeklinde iş teklifi aldım. sadece filmlerde olmuyormuş lan.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''arkadaşlar benim klavyem çürük raporlu olduğu için savaşa katılamıyorum. kusura bakmazsınız artık.''
11 mart 2023 ali sunal'ın deprem konuşması
-
11 mart 2023’te show tv'de yayınlanan güldür güldür programı öncesi, ali sunal'ın doğruları tane tane söylediği konuşma.
video
(bkz: 11 mart 2023 güldür güldür deprem skeci)
gonca vuslateri'den gülse birsel'e fatura tepkisi
-
beğenmediği rakamlara o dizide oynamasaydı, şimdi gonca vuslateriyi kim tanıyor olacaktı?
zamanında verilmesi gereken tepkiyi vermemiş, ihtiyacı olduğu için yada onun da işine geldiği için devam etmiş herkesin, yıllar sonra gösterdikleri tepkilere hak veremiyorum. parayı az buluyorsa oynamayabilirdi, kaldı ki dizinin yapımcısı da gülse değil.
25 kasım 2015 rusya'nın türk tırlarını vurması
-
uluslararası hukuka uygun bombalamadır.
suriye egemen bir devlettir. bm'de kabul görmekte, diğer ülkeler tarafından muhatap kabul edilmektedir.
rusya, suriye'deki operasyonlarını suriye devletinin izniyle yapmaktadır. suriye'nin egemenliği altındaki operasyonlar uluslararası hukuka uygundur. (bizim ırak'tan izin alarak, kandil'i vurmamız gibi)
türk tırları, egemen suriye devletinden izin almadan suriye topraklarına girmiştir. kaçak giriştir, hukuk dışıdır.
uluslararası hukuka uygun biçimde suriye'de bulunan rus kuvvetleri, uluslararası hukuka aykırı biçimde suriye'den izin almadan suriye topraklarına giren tırları vurmuştur. olay bu kadar basit.
rain man
-
trende gidiyolar:
raymond: hmmm 365 koyun var
-nası saydın?
raymond: ayaklarını saydım dörde böldüm
kadınlardaki otomatik öncelik refleksi
-
ben buna fena halde uyuz oluyorum hacı. bakın başta vurguluyorum "kadına öncelik vermeye değil, kadının öncelik hakkını kendinde sorgusuz sualsiz görüp 'ben bayanım' diyerek öne geçmesidir" uyuz olduğum kısım. yoksa her zaman hanımlara veririm sorun yok bunda. hatta vermezsem kendimi kötü hissederim. burada ben olayın örtülü anayasasından söz ediyorum (ayrıca kadınlar aşağı kadınlar yukarı diye başlık açmayı da hiç sevmem. ben iki cinsin de hakkaniyetli şekilde eleştirilmesinden yanayım).
örneğin asansöre binmek için kalabalık bir sırada bekliyorsundur ve hemen arkandaki kadın "doğal öncelik reflesiyle" löp diye dalar. yahu bir dakika da sıra benim sıram. yani öncelik hakkı benim. o hakkı ben uygun görürsem "buyrun lütfen" derim zaten ama hanımefendi kişisi "nasılsa ben tırnak içinde bayanım verilecektir zaten o yüzden bakmaya gerek bile yok" diye düşünmesi beni deli ediyor. belki acele işim var? belki vermek istemiyorum? belki o kadar centilmen birisi değilim? olmaya da mecbur muyum? belki odunum?
bu yalnızca bir örnek. çarşıda pazarda, bir kapıdan girip çıkarken, toplu taşımaya binerken her şart ve her koşulda karşımıza çıkabiliyor.
ha arkada bekleyip "buyurun lütfen" diye teklif edilince teşekkür ederek öne geçen kadın yok mu? olmaz olur mu var ama ciddi anlamda az sayıda.
tekrar ediyorum ayar olduğum nokta öncelik vermek değil, öncelik verilmesini beklemeyip o doğal hakkı kendinde görüyor olmasıdır.