hesabın var mı? giriş yap

  • şöför koltuğu tek kişiliktir.
    halbuki 2 kişilik olsa hem siz hem egonuz sıkışmadan oturabilirsiniz.

  • eski guzel gunlerinde olmasalar da ada derbisini buraya yazmadan olmaz

    sehir: rangers

    takimlar: glasgow rangers, queens park rangers, power rangers

  • bildiğin 40 yaşında hatun fotoğrafı işte ne bekliyordunuz ki bilemiyorum farkında mısınız ama ekranlar güzellik algınızla oynuyor ve tüm kadınların her zaman bakımlı olmasını beklediğiniz için ilişkilerinizde başarısız oluyorsunuz.

  • hiç bir etkisi yoktur. 3.köprünün de bir etkisi olmayacaktır. geçmişe dönün bakın, metrobüs, metro, marmaray, kgs'nin kaldırılması vs. hepsinde trafiğe çözüm diye beklenti oluştu. ama sonuç ortada.

    ne demişler: gelişmiş ülke fakirlerin de araba kullandığı değil, zenginlerin de otobüse bindiği ülkedir.

    edit: sözün sahibi "gustave petro"

    19 aralık 2019 editi: tahmin ettiğim gibi istanbul trafiğinde zerre etkisi yok. navigasyon 4 km yol için 27 dk gösteriyor.

    12 temmuz 2021 editi: dün avrasya tüneli ile yenikapıdan girip üsküdar'dan çıktım. saat 17.30 itibariyle 13 km yol için navigasyon 58 dakika gösterdi. sonuç: 1 saat 5 dakikada ulaştım.

  • sözlükle aynı şeyi izleyip izlemediğim konusunda kuşku duyduğum bir videodaki oyuncu..

    yahu tamer karadağlı al artık şu ödülü eline, gururla kaldır yukarı, başarını taçlandır, güzel bir görüntü ver diye tam zamanında ödülü teslim etmiş. nihal yalçın ödülü kaldırıp, "bu ödülü tüm sjwler için alıyorum" veya buna benzer saçma sapan bir söz söyleyip topu 90'a takıp alkışları toplayacağına profesyonel davranamayıp dönüp "kim virdi bi idili" diye tribe girmiş. daha sonra tamer karadağlı'dan ödül almak konusunda haklı bir brifing alıp sahneden ayrılmış.

    yani burada sahneye geldiği gibi ödülünü alıp gururla göstere göstere konuşmasını yapmayı beceremeyen, ödül takdimcisine de en az iki defa saygısızlık yapan nihal yalçın değil de tamer karadağlı eleştiriliyor.

    gerçekten sözlük bitmiş.

    debe edittosu:
    anaa. debeye sokmuşsunuz bu entryi gııı. demek ki aynı şeyi izlemişiz. sözümü geri aldım. sözlük bitmemiş.
    madem debeye soktunuz bu entryi, ben de muhittin başkana ulaşmak için bir araç olarak kullanayım burasını.

    muhittin başkan günaydın. umarım bu entryi bir vesileyle görürsün. ya da umarım bir tanıdığın haber verir.
    lara bölgesinde çevredeki özel plajlara haraç ödemeden girebildiğimiz küçük bir plaj bölgesi vardı. dar bir yoldan içeri giriliyordu. konum olarak trt lara kampının oradaydı: görsel
    ancak 1 hafta önceki gidişimde oraya girişin nedensiz şekilde kapatıldığını ve bir açıklama levhasının yerleştirilmediğini gördüm. ispat için: görsel
    orası hafta sonları tonlarca antalya sakininin girip, ortalığı çöplüğe çevirmeden kumlara oturup dinlendiği güzel bir bölgeydi. neden kapatıldığını bilmiyorum. ancak hiç hoş değil. umarım geri açarsın. sevgiler, başarılar.

  • dramatik olan durum. terlik kullanan anneye 2-5 yıl arası ceza istemiyle dava açılabiliyorken, otobüste kadına tekme atıp yaralayan şahıs serbest bırakılıyor.

  • türkiye son 15 senedir iyi bir voleybol ülkesidir. özellikle son 10 senedir kulüpler bazında avrupa'nın en domine ülkesidir. fenerbahçe'nin 2009-10lu yıllardan itibaren başlattığı yatırımlar, aldığı avrupa ve dünya şampiyonlukları, gamova, ze roberto, fofao, pequeno, fabiana, logan tom, yeon kim, christiane fürst, skowronska, sokolova gibi dünyaca ünlü isimlerin getirilmesi, vakıfbankın da bu atılıma ayak uydurup dünyaca ünlü isimler getirmesi ile yeni nesil voleybolcular italya ve rusya'dan daha çok türk takımlarına gelmeyi hedefler oldu.

    voleybol ülkesi lafını bize yakıştıramamayı sadece italya ve rusya'ya göre geç açılmamıza bağlayabilirim ama 10 senedir zirvedeyiz. 1-2 senelik atılım değil.

  • o çocuk ben olabilirdim.
    sizi temin ederim..

    5 buçuk kilo doğan bir bebektim ben, annem 46 kiloymuş bana hamile kalınca, 9. ayda 72 kilo olmuş. ağırlığının yarısından fazla kilo almış yani. 5 buçuk kilo ve 60 santimetre.. yumuk yumuk tombili bumbik, 1 kilo yanaklı bir bebekmişim.

    ve beni yolda görenler ısırmadan muncurmadan bırakmıyorlarmış..
    işte birgün beni yolda bir prodüktör görüyor, bostancı pazarında.
    bu ne acaip bir çocuk, hemen getirin bana deneme çekimine alalım diyor anneme..
    gidiyoruz çekime, ön eleme yapılıyor. çeyrek finaller, yarı finaller ben hepsinden mutlu ayırılıyorum.
    mutlu ayrılıyorum dediğim, bir sürü cici bebe veriyolar, bol sütlü vitaminli.. besleyici bir şey aynı zamanda..
    daha ne besleneceksem artık?
    neyse..
    son ikiye kalıyorum artık, final oynamak istiyorum zaten..
    finaldeki rakibim geliyor, aman allahım o ne öyle?
    bu çocuk türk değil ki!!
    sarı saçlı maviş bir şey..
    annem sinirleniyor, herkes çok inanmış bana, kıbrıstaki türk temsilciliğinden bile telefonlar yağmış, azerbeycan uyumamış bütün gece..
    ama heyhat! bu çocuk, türk bile değil! bize benzemeyen 1000 kıymetli ya, ben anlıyormuş gibi ağlamaya başlıyorum. annem beni susturmaya çalışıyor. ancak sonucu biliyorum ben..

    o çocuğu seçiyorlar! hiçbirimize benzemeyen o çocuğu..

    ve yıllar sonra bu başlığı görüp iyice anlıyorum.
    1-0 mağlup başlıyoruz biz bu hayata, hem mağlup başlıyoruz hem de her bebe gibi ağlıyoruz. bunda bir gariplik yok.

    not: tüm milliyetçilik duygularımı kullandığım bu yazının tamamı gerçektir. cici bebe türk olsun!