181 entry daha
  • ben yeni uyanmış halıya bakarken aralarında şöyle bir diyalog hayal ediyorum.

    sartre: (bir sigara yakarak) albert, düşündün mü hiç, varoluşun temel gerçeği nedir?

    camus: (bir kahve doldururken) varoluşun absürditesi, jean. her şey anlamsız ve rastgele gibi. ama bizim hayatımız, bu anlamsızlıkla başa çıkmak için çaba göstermekle geçiyor.

    sartre: ama bu çaba özgürlüğümüzü sağlar, değil mi? kendi değerlerimizi ve anlamlarımızı yaratabiliriz.

    camus: (kaşlarını çatarak) ama özgürlük getirdiği sorumluluklarla birlikte gelir. toplumun baskısı, seçimlerimizin anlamını sorgulamamıza neden olabilir.

    sartre: (derin bir nefes alır) toplumun normlarından kurtulmak, gerçek özgürlüğü bulmamızı sağlar. varoluşumuzun anlamını kendi seçimlerimizle doldurabiliriz.

    camus: ama ne kadarı gerçekten özgür bu seçimlerin? değerlerimiz, kültürümüz, toplumumuz tarafından şekillendirilmiş olabilir mi acaba, ne dersin?

    sartre: (kafasını sallar) belki de, ama bu bizi her an bilinçli bir şekilde tercih yapma sorumluluğundan kurtarmaz. hayatın anlamını yaratmak için çaba göstermek, bizim özgürlüğümüzün en temel ifadesi.

    camus: (gülümser) her zaman olduğu gibi, jean, senin idealizmine hayranım. ama bazen düşünüyorum, belki de hayatın absürtlüğünü kabul etmek, onunla barış içinde yaşamak en doğrusu.

    ben: ulan bu halıda ne kirlenmiş ha. yıkamacıyı arayım bugün.
  • 1 haftada kalan hayat enerjim de biter... kafama sıkar giderim...

    ikisini de severim ama aynı ev nooooo...

    *balkonda sigara içme kuralı şart olan eve çıkmadır...

    (bkz: l'enfer c'est les autres)
  • bir intihar yöntemi.
  • #: alpert camu
    +: ben
    - : jean paul sartre

    + lan paul, kardeş ben çöpü dökerim dedin bulaşığı bana kitledin hala ağzında pipo kanepedesin?? lan pezo evladı kime diyorum ben??
    - saat 3. bir şey yapmak isterseniz, bu saat ya çok geç ya çok erkendir.
    + lan ben bulaşığa dalalı saatler oldu ama!221!' valla tekme tokat dalıcam şimdi ha
    - insan olmanın ilk koşulu, bir şiddet eylemine katılmayı dolaylı ya da dolaysız reddetmektir.
    + alla allaaa. lan dayağı yerken de böyle felsefe yapabilecen mi bakim? alpert nerede. laan alpert, alpeeert nerdesin lan buraya gel kıza açılacam sonunda. ya beni istemezse, ya beni sevmezse? çok gerginim olm.
    # en büyük mutsuzluk sevilmemiş olmak değil, sevmemektir.
    + diyosun
    - birini sevmeye koyulmak başlı başına bir iş, bir girişimdir. güç ister, yürek ister, körlük ister. hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki uçurumun üstünden sıçramak ister; düşünmeye kalkarsan aşamazsın onu
    + valla mı? sorduk mu kardeş sana? sen çöpü dök önce. ne diyodum ben.. ha, aslında kızı seviyo muyum sevmiyo muyum ondan bile emin değilim ama her gördüğümde bir şeyler kıpırdanıyo içimde. aşırı akıllı da sayılmaz... ne bileyim ama açılmak geliyo içimden.
    # bir adam tanıdım, kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi, her şeyi feda etti ona, dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile; ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. canı sıkılıyordu, hepsi bu, insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu. böylece karmaşa ve dram dolu bir yaşam yaratmıştı kendine.
    + beraber olacağın kişiyi seçerken iyi düşün diyosun yani. baba ne bileyim ben bir hatasını yanlışını da görmedik şimdiye kadar elhamdülillah? gerçi en son emin olmadan birisine açılmaya karar verdiğimde hiç de iyi şeyler olmamıştı. yapamayacağımı anlayınca konu bulamayıp bir anda salçalık biberlerden, konserve domateslerden laf açmıştım. yine rezil olmiiim şaaapmasam mı acaba?
    - hayatta yapılacak o kadar çok hata vardır ki aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin bir anlamı yoktur.
    + vaaaaaay. yaz bunu güzel laf. çöpü dökmemeni unutmaya başlıyorum haa. o zaman açılmasam mı, burada yapayalnız da mutluyum aslında neden mutluluğumu bozayım olası bir reddedilmeyle...
    # bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir.
    + haydaaaaaaaaaaaaa. baba bi öyle diyonuz bi böyle bi karar verin lan.
    - bakma sen ona. sevmek, sevilme projesidir.
    + aklım beynim yandı anlamıyom ki amk açıl mı diyonuz açılma mı... neyse ya onu bunu bırak da şimdi, sen bugün bir başka durgunsun sanki bir şey mi oldu?
    # annem bugün ölmüş, belki de dün. tam hatırlamıyorum.
    + ney???... ne diyosun olm sen noldu lan saniye teyzeye? paul, bu gene üfledi mi lan???
  • benim evde bir halt yazamazlar çünkü sarı loş ışıktır, kışın sıcak şaraptır, pijamadır, terliktir, battaniye altında film izlemektir, yazın yoğurt likörü yapmaya girişmeklerdir, soğutulmuş roze şarapla pikniklere gitmeklerdir; geceleri cilt bakım rutinleridir, mumdur, loreena mckennitt'tır, deep forest'tır, yağmur kokusudur, temiz nevresimlerdir, kedi mırıltısıdır, melissa çayıdır derken hayata duydukları tüm yabancılaşmalar ve var oluş sancıları geçer.

    sigarayı el mecbur bırakmış olurlar. kahve ince çekilmiş olarak moka potta demlenince mi leziz oluyor yoksa espresso makinesinde tamperle gevşek sıkıştırılmış ama daha kalın çekilmiş kahve mi daha leziz oluyor diye tartışırlar üstlerinde ekose desenli kapitoneli sabahlıklarıyla, sonra ormana yürüyüşe gideriz, dönüşte mercimekli glutensiz ekmek yapmak üzere malzeme alması için jean'ı markete gönderirim filan derken dünya edebiyatı ve felsefesi bu iki yazarını daha kazanamadan kaybeder bu alternatif gerçeklikte.
  • sartre: ontology, epistemology vs. vs...
    camus: meaning of life vs...
    me: la oğlum sabah sabah bi kafa açmayın ya... (odama çekilir azer bülbül' den "dokunmayın çok fenayım" şarkısı dinlemeye başlarım.)
hesabın var mı? giriş yap